Sentence examples of "anlamaya" in Turkish

<>
Davanın neden çözülmediğini anlamaya başlıyorum. Начинаю понимать почему бросили дело.
Biz de onu anlamaya çalışıyoruz, Bay Banks. Это мы и пытаемся понять, мистер Бэнкс.
Durumun ne kadar kötü olduğunu anlamaya çalışıyorlar ama sanırım baya kötü. Врачи пытаются выяснить, насколько всё плохо, но положение серьёзное.
Onun ruh halini anlamaya çalışıyorum bu şekilde onun için en iyi tedavi yolunu çizebilirim. Я пытаюсь определить ее душевном состоянии так что я могу наметить лучший курс лечения.
Yalnızca, gerçekten bir şeyler yapabilmek için sorunun ne olduğunu anlamaya çalışıyorduk. Она просто помогает разобраться, что ты на самом деле можешь сделать.
Yüzlerce gazeteci burada toplanmış durumda. Finans dünyasındaki bu çöküşün sebebini anlamaya çalışıyoruz. Более сотни журналистов ломают головы, пытаясь объяснить крах этих финансовых гигантов.
Tom'u neden sevmediğini anlamaya başlıyorum. Я начинаю понимать, почему ты не любишь Тома.
Şu an, ne istediğimi ve nereye gideceğimizi anlamaya çalıştığını bilecek kadar. Достаточно, чтобы понять, как это использовать и куда двигаться дальше.
Eğer bu cinayetlerin bir evrimi varsa bunun ne olduğunu anlamaya ihtiyacımız var. Tamam. Если в этих убийствах есть развитие - нам надо выяснить, какое именно.
Ben sadece bu davranış ne kadar berbat olabilir onu anlamaya çalışıyorum. Я лишь пытаюсь определить, насколько жестоким это поведение может быть.
Biz finansal hizmet kurumlarına yatırım yaparız ve konut ipoteği işini anlamaya çalışıyoruz. Мы инвестируем в финансовые институты и пытаемся разобраться в местном ипотечном бизнесе.
Siz Yeryüzü insanlarının kumardan neden keyif aldığını anlamaya başladım. Я начинаю понимать, почему земляне любят азартные игры.
İlişkinin benim için ne demek olduğunu anlamaya çalış. Попробуй понять что эти отношения означают для меня.
Felix'in biyolojik kardeşinin gerçek mi sahte mi olduğunu anlamaya çalışıyorum. Я просто хочу выяснить является ли биологическая сестра Феликса таковой.
Ve ne kadar gayri gülünç olduğunu ancak şimdi anlamaya başlıyorum. И только теперь я начинаю понимать насколько это не нелепо.
Labarotuarlar kuran ve adanın eşsiz özelliklerini anlamaya çalışan yabancılar. которые построили лаборатории и пытались понять уникальные свойства острова.
Hadi bu konuda dört saat daha konuşalım ve anlamaya çalışalım. Давай поговорим об этом еще часа четыре и постараемся выяснить.
Ve öyle ağırlar kl, neden keçlnln yüzünde o kadar hüzünlü blr lfade olduğunu anlamaya başlıyorum. И они так тяжелы, что я начинаю понимать, почему у козла такое жалкое выражение.
Kelimelerin kaymasını, düşmesini ve oynama şeklini anlamaya çalışırken son beş yıldır ısrarla yazıyorum. Я писала рассказы последние пять лет, упорно пытаясь понять, каким образом слова заставляют играть текст новыми красками.
Tek bir söz bile söylemeden onu anlamaya zorladı ve tehdit bile etmeden sessiz kalmam için beni zorladı. Он заставляет меня его понимать без слов, и заставляет меня вести себя тихо без применения угроз.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.