Sentence examples of "araya" in Turkish

<>
Annenle benim tekrar bir araya gelmemiz için mi dilek tuttun? Ты загадал, чтобы мы с мамой снова были вместе?
Parçaları bir araya getirerek neler olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Мы пытались собрать воедино то, что произошло.
Jeff'le yaklaşık beş ay önce bir araya geldik. Мы с Джеффом начали встречаться около месяцев назад.
Kendi halkımız ile Dünya halkını bir araya getirmeliyiz. Мы должны объединить наш народ и народ Земли.
Altı oyuncu ilk kez 28 Nisan 1994'te senaryo okumasında bir araya geldi. Шесть действующих лиц впервые встретились на прослушивании 28 апреля 1994 года.
Ne zaman bir araya gelmemizi istese bana kendi gizli yöntemiyle haber verir. Когда он хочет встретиться он использует тайный знак, чтобы сообщить мне.
"Öğretmenlerin de araya ihtiyacı var Amy." "Учителям тоже нужен перерыв, Эми".
Planını ilerletmek için Woodard, bu vejetaryen / feminist ütopyaya yolculuğa çıktı ve belediye yönetimi ile bir araya geldi. Чтобы воплотить в жизнь свою идею, Вудард отправился в бывшее вегетарианско-феминистское поселение-утопию и встретился с его муниципальным руководством.
Etiyopya hükümetine açık mektuplar yazdı ve Etiyopya'daki son protesto gösterileri sırasında destekçilerini Facebook'ta bir araya getirdi. Во время недавних протестов в Эфиопии он писал открытые письма в адрес правительства страны и собирал поддержку через Facebook.
Coachella'da Guns N 'Roses'ın tekrar bir araya geldiği konsere gittim ama bu çok daha havalı. Я была в Коачелле, когда Guns N 'Roses воссоединились, но это намного круче.
Bayanlar ve baylar, büyük ihtimalle bir daha böyle bir araya gelemeyeceğimize göre kadeh kaldırmak istiyorum. Дамы и господа, вряд ли когда-нибудь ещё мы встретимся в обществе. Я хочу предложить тост.
Sosyal merkezlerin insanları bir araya getirmesi lazım ama böyle bir şey çok kötü etkileyebilir. Спасибо. Общественные центры должны сплачивать людей, а этот отвернул их друг от друга.
Çeşitli özelleşmiş işlevler özel bir şekilde bir araya gelip, ilk hücreyi oluşturdular. Их разновидности, обладавшие особыми функциями, объединялись, создавая общность. Первую клетку.
Tüm her şeyin iki insanı birleştirmek için bir araya gelmesi ne kadar komik değil mi? Разве не забавно, как все происходит именно так, чтобы свести двух людей вместе?
Doğru fiyat verilirse bahçede Beatles'ın bir araya gelişi için konser bile ayarlarım. За соответствующую цену я бы смогла устроить концерт Битлз во дворе тюрьмы.
Ben çocuklarını bir araya getirdim, sen de bana o ipucunu ver. М: Я соберу снова твоих парней, а ты меня освободишь.
İşçilerin, onları açması uzun sürmedi.. Değişik bölümleri ve parçaları bir araya getirdiler.. Прошло немного времени и рабочие открыли их и начали собирать различные части и детали.
Bütün bu insanlar, hepsi bir şey için bir araya geliyor ve pek çoğunu daha önce hiç görmedin. Все эти люди, все собираются вместе ради одного, Большинство из них ты никогда прежде не видел.
Teşekkürler Cisco ama bizi bir araya getiren kişi Barry'ydi. Спасибо, Циско, но нас собрал здесь Барри.
Birçok politikacı ve ekonomik lider. İklim Konferansı için bir araya geldi. Известные политики и лучшие экономисты мира собрались здесь на -ой конференции.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.