Sentence examples of "saygıdeğer bir" in Turkish
Sen ek iş olarak ölümden sonraki hayatı araştıran çok saygıdeğer bir doktorsun.
Вы всеми уважаемый доктор, который в свободное время расследует потусторонние случаи.
Irkçı bir savunmaya saygıdeğer bir kimlik kazandırmaya çalışıyorlar.
Они хотят использовать хорошенькое личико в защите расиста.
Gözü pek minik ayıcığımız saygıdeğer bir C + almayı düşe kalka becermiş.
Наш отважный маленький Эвок переваливался на пути к достойной двойке с плюсом.
Saygıdeğer bir İngiliz hanım gezgin sanatçı kılığında İskoç kırsalından seyahat ediyor.
Респектабельная английская леди путешествующая по Шотландии, в образе странствующей певицы.
Baba, bu denli saygıdeğer bir misafirin yanında sözlerine biraz dikkat etmelisin.
Отец, учитывая ваши слова с таким почетным гостем в нашем сердце.
Randall Tier, tıpkı kendisinin başkalarına yaptığı gibi saygıdeğer bir sondan yoksun bırakılmış.
Рэндаллу Тиру было отказано в мирной кончине, в которой он отказывал жертвам.
Bazı insanların modelliğin saygıdeğer bir meslek olmadığını düşündüklerini biliyorum ama ısrar ediyorum. Bu var olan en asil meslektir.
Знаю, кое-кто не считает позирование уважаемой профессией, но я настаиваю, что это самая благородная профессия.
O temiz, sağlıklı ve saygıdeğer bir genç adamdır.
Обычно он чистый, здоровый и достойный уважения человек.
Internet'i herkesin özgürce bağlanabildiği, iletişim kurabildiği, yazabildiği, okuyabildiği, izleyebildiği, konuşabildiği, öğrenebildiği, yaratabildiği ve yenilikler icat edebildiği açık bir ağ olarak muhafaza edin.
Поддержка Интернета как открытой сети, в которой всякий обладает свободой объединяться, общаться, писать, читать, смотреть, говорить, слушать, изучать, создавать и производить что - то новое.
Afgan büyümek babanın seni hiç bir sebep yokken sabah'da uyandırmasıdır, çünkü hayatta tembelliğe yer yok.
Папа поднимает вас с постели в шесть утра в выходной без всякого повода, просто потому что вам никогда нельзя лениться.
Saygıdeğer yönetim kurulu başkanımız istifamı istedi.
Наша достойная председательница потребовала моей отставки.
Artık herhangi bir sağlık çalışanının, üst düzey yöneticinin, yönetimin ve yönetim kurulunun; sağlık konularında herhangi bir medya aracına bilgi erişimi sağlamaması talimatını veriyorum.
Настоящим я предписываю и отдаю распоряжение о том, что ни один сотрудник или руководитель учреждений здравоохранения не должен предоставлять средствам массовой информации любого рода какую - либо информацию по вопросам здравоохранения.
Bugün bu ihtişamlı günde saygıdeğer rakiplerin mücadelesine tanıklık etmek için burada toplandık.
Мы собрались в этот славный день чтобы увидеть честный поединок достойных соперников.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert