Ejemplos del uso de "Ters bir" en turco

<>
Umarım ters bir şeyler yoktur. Надеюсь, ничего не случилось.
Roger, ters bir şey var. Роджер, что-то здесь не то.
Rikke, çok ters bir zamandayız. Ты выбрала неудачное время, Рикке.
Buralarda ters bir şeyler dönüyor. В этом городе что-то происходит.
Gerçekten ters bir şeyler var. Там реально что-то не так.
Gece Kuşu'yla ilgili ters bir şey var. Что-то случилось в "Ночной сове".
Kronolojik olarak ters bir liste. Он в обратном хронологическом порядке.
Bill Peterson, biraz ters bir adamdır, ama hain değil. Билл Питерсон не обладает большим тактом, но он не предатель.
Harry, onda ters bir şey var. С ним что-то не так, Гарри.
Ya da durumu onu ters bir riske soksaydı. Или её состояние пошатнёт веру в наши идеалы?
Eğer ters bir şeyler olursa beni çıkartmak için bir plan var. Если что-то пойдёт не так, у меня есть план отхода.
Bugün kesinlikle ters bir günümdeyim. Сегодня точно не мой день!
Her nasılsa, yapılan plana ters bir biçimde 1704 ve 1708 yılları artık yıl kabul edildi. Однако, несмотря на принятый план, 1704 и 1708 годы были високосными.
Ters psikoloji, çaktırmadan yaptığım başka bir şey. Вроде обратной психологии, такая вот тонкая штука.
Etiyopyalı Bir Adamın Issız Ölümü Одинокий конец одного из самых публичных людей Эфиопии
Kanun yapıcılar, bu maddenin Anayasanın bütün Ugandalıların kanun karşısında eşit olduğunu öngören. ve. maddeleriyle ters düştüğünü savunarak yaşından küçük ve yaşından büyük adayların da seçime katılmalarını mümkün kılmak istiyor. Bu durumu eleştirenler ise bu tasarının yalnızca Museveni'yi hayat boyu cumhurbaşkanı yapabilmek için öne sürüldüğünü düşünüyor. Парламентарии намерены внести изменения, допускающие до участия в выборах кандидатов, чей возраст не достиг лет и превышает лет, настаивая на том, что действующий закон противоречит статьям и Конституции, согласно которым все граждане Уганды равны перед законом.
Internet'i herkesin özgürce bağlanabildiği, iletişim kurabildiği, yazabildiği, okuyabildiği, izleyebildiği, konuşabildiği, öğrenebildiği, yaratabildiği ve yenilikler icat edebildiği açık bir ağ olarak muhafaza edin. Поддержка Интернета как открытой сети, в которой всякий обладает свободой объединяться, общаться, писать, читать, смотреть, говорить, слушать, изучать, создавать и производить что - то новое.
Öyleyse ters giden bir şeyler var. Да. Значит что-то здесь не так.
Afgan büyümek babanın seni hiç bir sebep yokken sabah'da uyandırmasıdır, çünkü hayatta tembelliğe yer yok. Папа поднимает вас с постели в шесть утра в выходной без всякого повода, просто потому что вам никогда нельзя лениться.
Ve her şey o zaman başladı, bir şeylerin ters gittiğini biliyordum. Когда все это началось, я поняла, что что-то не так.
Los ejemplos del uso de palabras en diferentes contextos se proporcionan únicamente con fines lingüísticos, es decir, para estudiar el uso de palabras en un idioma y sus opciones de traducción a otro. Están recopilados automáticamente de fuentes abiertas utilizando tecnología de búsqueda basada en datos bilingües. Si encuentras un error ortográfico o de puntuación en el original o en la traducción, utiliza la opción "Informar de un problema" o escríbenos.

En esta sección, puedes ver cómo se usan las palabras y expresiones en diferentes contextos con los ejemplos de traducciones realizadas por profesionales. La sección Contextos te ayudara a aprender inglés, alemán, español y otros idiomas. Aquí puedes encontrar ejemplos con las frases verbales, expresiones idiomáticas y palabras ambiguas en textos de diferentes estilos y temas.

Los ejemplos se pueden ordenar por traducciones y temas, y también se puede realizar una búsqueda más precisa en los ejemplos encontrados.