Sentence examples of "evlatlık alan" in Turkish

<>
Bildiğiniz gibi, Bergman beni evlatlık alan ailenin soyadı. Как вы знаете, Бергман фамилия моей приемной семьи.
Anna Lee'yi evlatlık alan aile burada yaşıyor. Здесь семья, которая удочерила Анну Ли.
Fukuşima nükleer kazası ölüm çanlarını sadece Japonya'daki nükleer güç için değil Pasifik Deprem Kuşağı'nda yer alan Tayvan için de çalıyor. Ужасная авария на Фукусиме - похоронный звон ядерной энергии не только в Японии, но и в Тайване, который также расположен в так называемом Тихоокеанском вулканическом огненном кольце.
Ben gizli evlatlık istiyorum. Я хочу тайного усыновления.
Yazmak için ayırdığım zaman ve zihinsel alan da kutsal ancak bu daha çok tatil ve dönem sonlarına ya da çocukların sınavları olup olmadığına bağlı. Время и пространство для мыслей, предназначенные для творчества, также священны, но всё же многое зависит от того, какой сейчас период: выходные, разгар учебных занятий или же время экзаменов у моих сыновей.
Bebeğini evlatlık olarak vermiş. Мальчик отдан на усыновление.
Alan, şapkayı bırak. Алан, оставь шляпу.
Bakanlığı kontrol ettik, ve Kenny'de de evlatlık olduğunu belgeleyen evrak yok. Ve o bir Japon. Мы проверили в департаменте, на Кенни нет бумаг по усыновлению, и он гражданин Японии.
Bu ne şıklık, Alan. Как ты элегантен, Алан.
Bunlar evlatlık verme kağıtları. Это бумаги на удочерение.
Bu şehirde nefes alan tek canlı biziz. Мы единственные живые люди в этом городе.
Sorun değil. Evlatlık bir çocuğu kendi öz çocuğun kadar sevmek zor olmalı. Сложно любить удочеренного ребенка, когда у тебя уже есть свои дети.
Başı sıkıştıkça salak babasından yardım alan, unvan düşkünü kızın teki. Помешанная дочка глупого старика, покупающего ей все, что заблагорассудится.
Bir sürü çocuğu evlatlık almak istiyoruz. Мы хотим усыновить до фига детей.
Oluşan alan onu içerde tutuyor. Похоже, его сдерживает поле.
Peki neden evlatlık verdin? Почему ты его отдала?
O ve Mark, münazara yaptıktan sonra krizin mimarlarından biri olan Alan Greenspan konuşacaktı. После их полемики, на сцену пригласили Алана Гринспена, архитектора всего этого кризиса.
Binlerce evlatlık İrlandalı çocuk ve onların "utanmış" anneleri birbirlerini aramaya devam ediyor. Тысячи усыновленных ирландских детей и их "заблудшие" матери продолжают искать друг друга.
Hazineyi alan bendim bir kere. Именно я первым забрал сокровище.
Onları evlatlık ajansı aracılığıyla bulmadı, değil mi? Он ведь не через агентство усыновления меня нашёл?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.