Sentence examples of "ordu" in Turkish

<>
Sonra arkasında destek trenlerimiz bulunan ordu isyancıların sol kanadına süpriz saldırı için ilerleyecek. "Затем армия при их поддержке внезапно атакует бунтовщиков с левого фланга".
Kocan, kuzeye gizlice bir ordu gönderiyor. Ваш муж посылает тайно армию на север.
Ama otorite ben değilim, ya da polis veya ordu. Но я не от властей, или полиции или армии.
Ordu teknolojisi bizi her zaman savaş alanından uzaklaştırmıştır. Военные технологии продвигают нас всегда дальше поля боя.
Ordu içinde, çatışmalarda ölen askerleri cenaze için ülkelerine, ailelerine getirmekle görevli koskoca bir bölük var. Существует целое подразделение военных, занимающееся возвращением солдат, убитых в бою, их семьям для похорон.
Fotoğraftaki adam, Ordu Üsteğmeni Michael Waters Afgan köylüsünün ölümüyle ilgili askeri mahkemede dava açılıyor. Запечатленный здесь армейский старший лейтенант Майкл Уотерс обвиняется военным трибуналом в смерти афганского сельского жителя.
Hiçbir ordu ne Dip Surları'nı yarabildi, bugüne kadar ne de Boruşehir'e ayak basabildi. Еще ни одно войско не прорывалось сквозь внешнюю стену и не ступало в Хорнбург.
Ama en yakın ordu üssü Monument Point'te, orası da buradan kilometre ötede. Только вот ближайшая армейская база это Монумент Поинт, которая в километрах отсюда.
Amerikan ordu çizmesi giyen altı adam. Шесть человек в американских армейских ботинках.
Boone, kendi ayak takımı milis gücünün ordu karşısında hiç şansı olmadığını biliyordu. Бун знал, что у его людей нет никаких шансов против их армий.
Ordu polisi, General Walker'ı gözaltına almış. Военная полиция заключила под стражу генерала Уолкера.
Mahkemeden önce ordu harekatının ayrıntılarını açığa çıkartmak mı istiyor? Он хочет представить детали той операции перед военным трибуналом?
Peter, dışarıda bir ordu var. Peşinden gelmeye hazırlar. Питер, там целая армия готова идти за тобой.
Narkiss ordu kariyerini devam ettirmek için 1965'te İsrail'e döndü ve İsrail Ulusal Savunma Koleji'nin ilk müdürü oldu. Altı Gün Savaşı. Наркис возвратился в Израиль, чтобы продолжить военную карьеру и в 1965 году стал первым директором Колледжа Национальной обороны Израиля.
Ordu, Methar Lam hadisesi davasını tekrar açtı. Армия возобновила дело о происшествии в Метар Лэм.
İnsanlar hasta ve ölüyorlar. Çare ve hiç ordu mensubum olmaksızın. Лекарства нет, и люди умирают, включая мою армию.
Şu an dışarıda bulunan iki ordu. И эти две армии сейчас снаружи.
Ordu çocukları da mı kullanıyor? Военные уже и детей используют?
Bu işten zaten başım yanmaya başladı. Güçlü devlet, güçlü ordu, kişisel özgürlüğün kayboluşu, mahremiyet. Вмешательство государства в дела граждан, вмешательство военных, потеря личной свободы, права на частную жизнь.
Bölgede ikamet edenlerin şehri bombaladıklarını bildiren bir ordu generali, birliklerin yalnızca daha önceki ölümlerden sorumlu olanları bulmaya çalıştıklarını ve bombardıman yapılmadığını söyledi. В то время как жители окрестностей сообщили об обстреле города, армейский генерал заявил, что войска только пытаются найти виновных в смерти своих сослуживцев и не обстреливали город.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.