Beispiele für die Verwendung von "söylüyorsun" im Türkischen

<>
Bunun bir şey ifade etmesi gerekiyormuş gibi söylüyorsun. Говоришь так, будто это должно что-то значить.
Kanca'nın burada, Yeraltı Dünyası'nda bir mezarı olduğunu mu söylüyorsun? Хочешь сказать, у Крюка есть могила в Загробном мире?
Olağandışı bir şey yaptığını mı söylüyorsun? -Evet. Вы говорите, вы тоже делаете что-то необычное?
Hyde, sen bunun kocaman bir kurmacadan ibaret olduğunu söylüyorsun. Хайд, ты утверждаешь, что все это грандиозная подстава.
Yani bu ilâhi numaralarının bir çeşit şifre olduğunu mu söylüyorsun? Хочешь сказать, эти номера гимнов, это какой-то код?
Tamam, yani Lisa'nın organ kaçakçıları tarafından mı hedef alındığını söylüyorsun? Ладно, так ты говоришь, что Лизу выследили торговцы органами?
Hepimizin iyiliği için bir şeyler yaptığını söylüyorsun ama işin aslı öyle değil, değil mi? Вы утверждаете, что действуете в лучших интересах граждан, но ведь это не правда?
Seni koç yapmak için benim koç olammı mı söylüyorsun? Ты хочешь, чтобы я натренировала тебя быть тренером?
Demek bana bu hayvanların maç kasetlerimizi izlediklerini söylüyorsun. Говоришь, эти свиньи смотрят записи наших игр.
Hem iyi bir cerrah hem de iyi bir anne olamayacağımı söylüyorsun. Хочешь сказать, я не могу быть хорошим хирургом и мамой.
Bana iffetli bir Fransız aile kızı olduğunu mu söylüyorsun? Вы говорите мне, что она скромная французская девушка?
Cate'in kız kardeşiyle yatmanın sebebinin kızın için olduğunu mu söylüyorsun. Ты утверждаешь что спал с сестрой Кейт ради твоей дочери?
Hodges'in adamlarının federal ajanlar üzerine ateş etmeye hazır olduklarını mı söylüyorsun? Хотите сказать, люди Ходжеса были готовы стрелять в федеральных агентов?
Farz edelim ki, iki saniye için tekrar doğru söylüyorsun. Давай предположим, что ты говоришь правду последние две секунды.
Yani kemiklerin içinde bilgisayar virüsü olduğunu mu söylüyorsun? Ты говоришь, что в костях компьютерный вирус?
Bebeğin babasının, şu bizim Norman Bates'in olduğunu mu söylüyorsun? Ты хочешь сказать, что Норман Бейтс-младший - папочка ребёнка?
Ve şimdi, detektif, bana onlar ile birlikte çalışıtğını mı söylüyorsun? А теперь, детектив, вы говорите, что сотрудничаете с ними?
Ama Astrid, sen Tanrı'nın faile bu efsanevî zehri nasıl yapacağını öğrettiğini söylüyorsun. Астрид, ты утверждаешь, что Бог научил нашего убийцу делать мифический яд?
Böyle söylüyorsun, çünkü kıskanıyorsun bu yüzden de kuru gürültü yapıyorsun. Ты ревнуешь и поэтому говоришь так, как будто это плохо.
O da ne? Hiç Call of Duty oynamadığını mı söylüyorsun? Хочешь сказать, что никогда не играл в Call of Duty?
Beispiele für den Wortgebrauch in verschiedenen Kontexten werden ausschließlich zu linguistischen Zwecken bereitgestellt, d. h. um den Wortgebrauch in einer Sprache und Varianten ihrer Übersetzung in eine andere zu untersuchen. Alle Beispiele werden automatisch aus offenen Quellen mit Hilfe einer zweisprachigen Suchtechnologie gesammelt. Wenn Sie einen Rechtschreib-, Zeichensetzungs- oder anderen Fehler im Original oder in der Übersetzung finden, nutzen Sie die Option „Problem melden“ oder schreiben Sie uns.

In diesem Abschnitt können Sie anhand professioneller Übersetzungen sehen, wie einzelne Wörter und Ausdrücke in verschiedenen Kontexten verwendet werden. Kontexte helfen Ihnen, Englisch, Deutsch, Französisch, Spanisch und andere Sprachen zu lernen. Hier finden Sie Beispiele mit Phrasal verbs im Englischen, idiomatischen Ausdrücken und mehrdeutigen Wörtern in einer Vielzahl von Stilen und Themen. Die Beispiele können nach Übersetzung und Themen sortiert werden, und anhand der gefundenen Beispiele kann eine Verfeinerungssuche durchgeführt werden.

Lernen Sie Fremdsprachen und prüfen Sie Verwendung von Wörtern an realen zweisprachigen Beispielen.