Sentence examples of "На твоём месте" in Russian

<>
На твоём месте, дружок, я бы не встревал. Senin yerinde olsam, bu işten uzak dururdum, dostum.
На его месте строят - этажный торговый комплекс. Yerine katlı bir alışveriş merkezi yapılıyor.
Я не представляю, как они оказались в твоём лофте. Onun senin çatı katında ne aradığına dair hiçbir fikrim yok.
То есть мы будем стоять на месте пока Пэнг не высунет голову? Yani plan, Peng kafasını çıkarana kadar olduğumuz yerde durmak öyle mi?
В твоём возрасте мне очень нравился парень. Senin yaşındayken, aşık olduğım biri vardı.
Таким образом, впервые за последние полгода все матрицы окажутся в одном месте. Bu şekilde, tüm plakalar son altı aydır ilk defa aynı yerde olacaklar.
На твоём месте я бы сохранила остатки достоинства и порвала с ним. Yerinde olsam kalan haysiyetimi korur ve hemen bu işe bir son verirdim.
Разве земля свята только в одном единственном месте? Dünyada kutsal olan tek bir yer mi var?
Наш общий друг Вон Дю Кларк заинтересован в твоём деле. Ortak arkadaşımız Vaughn Du Clark'ın senin durumundan bir çıkarı var.
Жизнь кипит в месте, которое ты игнорируешь. Senin görmezden geldiğin bir yerde gerçekleşiyor her şey.
Я проинформировал окружной совет о твоём увольнении. Belediye Meclisi'ne görevden alındığın bilgisini verdim bile.
Простите, я сижу на другом месте... Üzgünüm, benim oturduğum yer zaten dolu.
Но в твоём случае сделаю исключение. Ama senin durumunda bir istisna yapacağım.
На вашем месте, бы заплатил выкуп. Eğer sizin yerinizde olsaydım, fidyeyi öderdim.
Я лишь думаю о твоём будущем. Senin geleceğini düşündüğüm için böyle konuşuyorum.
Давай поговорим в другом месте, пока они не вернулись. Başka yerde konuşalım. Gae In ile Jin Ho dönmeden evvel.
Это нормально, это со всеми случается в твоём возрасте. Bu çok normal bir şey. Senin yaşındaki bütün kızlara olur.
Нет справедливости в этом чертовом месте. Bu kahrolası yerde adalet falan yok!
Учитывая мои преимущества, на твоём месте я бы сильнее старалась добиться моего расположения. Tüm kozların bende olduğunu biliyorsun. Yerinde olsam gözüme girmek için daha çok çaba gösterirdim.
На месте Чжун Пё это бы разбило моё сердце. Eğer Jun Pyo olsaydım, kalbim daha fazla acırdı.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.