Sentence examples of "Не могу поверить" in Russian

<>
Не могу поверить, что я тебя слушаю. Hayır, artık söyleyeceğin bir kelimeyi dahi dinlemeyeceğim.
Не могу поверить, что ты не мечтал встретиться с капитаном Кирком. Sana inanamıyorum, en azından Kaptan Kirk ile tanışmak istemiyor musun yani?
Я не могу поверить, что Вы скрывали эту тайну от меня. O'nunla birlik olup, benden bir şey gizlemiş olmana inanamıyorum.
Не могу поверить как много прославленных дыр в этой местности. Burada ne kadar çok "ihtişam deliği" olduğuna inanamıyorum.
Не могу поверить что они преступницы. Onların suçlu olduklarına inanmak çok zor.
Барни, я не могу поверить, что твой громадный телек сломался. Kolej basketbol şampiyonası var ya. Tamam, sorunun ne olduğunu buldum galiba.
Я не могу поверить, что ты это допустила. Benim inanamadığım, böyle bir şeye nasıl izin verdiğin.
Не могу поверить, что выпускник так излился на меня. Bende bir son sınıf öğrencisinin tüm kusmuğunu bana giydirdiğine inanamıyorum.
Я не могу поверить в то, что слышу. Duyduğuma inanamıyorum.
Ситуация коснулась и меня лично, я просто не могу понять такую несправедливость и отвратительную скандальную попытку эксплуатации региона. Durumdan zarar gören birisi olarak bu haksızlığa ve istismara anlam veremiyorum.
Я не могу представить, через что должна проходить семья Джеймса Фоули. James Foley'in ailesinin neler yaşadığı hayal bile edemem.
Я не могу полюбить вампира. Ben asla bir vampiri sevemem.
Я проверила всё. Не могу понять, почему люстра не горит. her şeyi kontrol ettim avizenin çalışmaması için hiç bir neden yok.
Я не могу потерять работу из-за сбоя системы. Senin sistemin bozuk diye bu işi kaybedemem ben.
Не могу выбросить из головы повышение Тары. Tara'nın terfi etmiş olmasını hâlâ aklım almıyor.
Я чист, как младенец, чего не могу сказать о твоих брюках. Anamın ak sütü gibi temizim ben, senin diğer adamlar için söyleyemem tabii.
Поэтому я не могу этого сделать, я просто оставлю его тебе. Benim okuyamayacağımı söyledi. Okumamam gerekiyor, bu yüzden senin için burada bırakıyorum.
Я ведь министром тебя не могу назначить. Çünkü seni gibi bir vekil tayin edemem.
Денни, я не могу доверять кому либо больше чем тебе. Danny, bende senin kadar eski polis olduğuna, inanmak istemiyorum.
Не могу описать, как здорово побеждать. Kazanmanın nasıl bir his olduğunu anlatamam size.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.