Sentence examples of "olduğuna inanamıyorum" in Turkish

<>
Robot olduğuna inanamıyorum. - Gerçek gibi. Поверить не могу, что она робот.
Bu kızla ilgili bu kadar çok şeyin burada olduğuna inanamıyorum. Поверить не могу, сколько там всего об этой девушке.
Dışarısının bu kadar sessiz olduğuna inanamıyorum. Поверить не могу какая стоит тишина.
Benden ayrılıyor olduğuna inanamıyorum. Ты бросаешь меня сейчас?
Enrique Geum'ın karşımda olduğuna inanamıyorum. что передо мной Энрике Гым.
Bu biraz şüphe uyandırıcı. -Yani, bir doktorun sadece kariyerinde ilerlemek için gereksiz bir ameliyat gerçekleştireceğine inanamıyorum. Я просто не могу поверить, что доктор провел операцию только для того, чтобы продвинуться по службе.
Onun bir işitme cihazı olduğuna emin misin? Ты уверен, что это слуховой аппарат?
Bunu söylediğine inanamıyorum. - Evet, söyledim. Не могу поверить, что ты так сказала.
Ayrıca, Pasifik Okyanusu'nun altında konuşlanmış doktorlar olduğuna ve özel konuşmalarını radio yayınlarıyla dinleldiklerine inanıyor. Она также думает, что есть доктора под Тихим океаном, Слушающие радиопередачи её разговоров.
Bunu yaptığına inanamıyorum. -Benim için zevktir. Не могу поверить, что ты согласился.
Bunun Belediye Başkanı'nın oğlu olduğuna inanabiliyor musun? Можешь поверить, что он сын мэра?
Nasıl bu kadar pervasız oluyorsun inanamıyorum. Не могу поверить насколько ты безрассуден.
Uzak ve dağlık bir bölgede olduğuna ve telefonuma bu yüzden cevap veremediğine ikna ettim kendimi artık. Я даже убедила себя, что он в каком-то отдаленном горном регионе, где нет связи.
Bu kadarı da fazla, inanamıyorum. Все, хватит, это невероятно.
Neden aklı başında her insanın imkansız olduğunu bildiği bir şeyin doğru olduğuna inandınız? Почему вы хотели верить в то, что любой здравомыслящий человек сочтёт невозможным.
Pardon, sana inanamıyorum. Прости, не верится.
Bizden bir adım önde olduğuna dair açık bir mesaj gönderdi. И он отправил нам послание, что он идёт дальше.
O'nunla birlik olup, benden bir şey gizlemiş olmana inanamıyorum. Я не могу поверить, что Вы скрывали эту тайну от меня.
Onun sorumlu olduğuna karar verdik. Мы решили, что он.
Bu gerçek olamaz. Cidden ölmüş olmasına inanamıyorum. Не могу поверить, что он мёртв.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.