Sentence examples of "до самой" in Russian

<>
Он врал мне до самой смерти. Öldüğü ana kadar bana yalan söyledi.
Портрет моей прапрабабушки висел в университете до самой революции. Benim büyük büyük annemin portresi devrime kadar üniversitede asılıydı.
А ты не признавайся мне до самой смерти. Ölene kadar, bana olan duygularını itifar etme.
Кристер не знал до самой ее смерти. Ölüm döşeğine düşene kadar, Krister bulamamıştı.
Вам предстоит до самой смерти хлебать баланду. Öleceğiniz güne kadar metal tabakta yemek yiyeceksiniz.
мы до самой смерти не забудем ваш поступок. Yargıç Efendi, bu iyiliğinizi ölene kadar unutmayacağız!
Не останавливайтесь до самой аномалии. Anomaliye varana kadar sakın durmayın.
Уродливый. До самой шеи. Ta boynuna kadar gidiyor.
Зато другие раны бывают очень глубоки, почти до самой кости. Ama bazı yaralar çok derin, ya da kemiğe çok yakındır.
Осталось пробиться через последний мамин блокпост и дальше до самой Африки. Sadece annemin uğurlama tuzağını atlatmak kaldı, sonra, yolumuz Afrika.
В аду вы опускаетесь до самой нелюбви. Ne kadar sevgisizsen cehennemde o kadar batarsın.
Масао беспокоился за тебя до самой смерти. Masao, sonuna kadar senin için kaygılandı.
Они прожили одинаковые жизни до самой смерти... Öldükleri güne kadar özdeş bir hayat yaşadılar.
Я правая рука возмездия и ботинок, который сейчас пнет твою жалкую задницу до самой Земли, красавчик. Ben intikamın sağ eli zavallı k.çına atılan ve seni Dünya'ya kadar sallayacak olan nihai tekmeyim, canım benim.
Тебе придется показывать это клеймо позора до самой смерти. Önünde uzanan seferde bu utanç belgesini ölene kadar göstereceksin.
До самой весны Цезарь не получит подкреплений. Sezar'ın bahara kadar takviye alma umudu yok.
Вы с ней дружили до самой её смерти. Onunla yakın zamandaki ölümüne kadar arkadaş olarak kalmışsınız.
А мистер Кэнон сказал, что мне больше не нужно браться за метлу до самой смерти. Ve bay Canon bana bir daha asla, yaşadığım sürece süpürge yapmam için baskı yapmayacağını söyledi.
Вы преследовали его до самой крыши. ve sen onu çatıya kadar kovaladın.
В 1845 году он потерпел поражение на выборах и оставил бельгийский парламент. После этого он занимал ряд дипломатических постов до самой своей смерти в Берлине в 1881 году. 1845 yılında Belçika Parlamentosu'ndan çıktı ve emekliye ayrıldı, ancak Berlin'de ölümünden önce bir dizi diplomatik randevu aldı.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.