Sentence examples of "должны привести" in Russian
Координаты должны привести нас куда-то в Канадские степи.
Bu koordinatlar bizi Kanada ormanlarında bir yere götürmeli.
Он потерялся в развалинах себя, и мы должны привести его домой.
Kendi yıkıntıları arasında kaybolmuş durumda, biz de onu eve geri getirmeliyiz.
Разве вы не считаете, что все границы должны быть открыты специально для нас, жителей Сирии, со словами извинений?
Dünyanın tüm sınırlarının bir özür ile özellikle bize, yani Suriyelilere açılması gerektiğini düşünmüyor musunuz?
В центре другой дискуссии оказались права местных общин на размещаемый в интернете контент: должны ли интернет - активисты спрашивать разрешения у старейшин и лидеров общин, и если должны, то в каких именно случаях, и какую роль в урегулировании подобных вопросов смогло бы сыграть использование свободных лицензий.
Bir başka konu ise internete yüklenen içerikler ile ilgili topluluk haklarıydı, aktivistlerin yaşlılardan veya başkanlardan izin alması veya almaması gerektiği, hangi koşullarda olacağı ve açık lisansların konuya nasıl dahil olabileceği idi.
Они заявили, что должны были заплатить почти долларов США за услуги морга Боткинской больницы в Москве, куда было перевезено тело из миграционного центра.
Bedenin göçmen bürosundan taşındığı Moskova'daki Botkin morguna neredeyse $ ödemek zorunda kaldıklarını öne sürdüler.
Водители, совершающие поездки с окраин города до центра, из - за перекрытых дорог должны пешком пройти - километра, чтобы добраться до пункта назначения.
Şehrin kenar mahallelerinden şehir merkezine giden banliyö çalışanları kapatılan yollar yüzünden gidecekleri yere ulaşmak için iki - üç kilometre yürümek zorunda kaldılar.
Кох часто говорил, что украинский народ уступает немцам, что украинцы - полуобезьяны, и что украинцы "должны быть обработаны кнутом, как негры".
Koch birçok kez Ukrayna halkının Almanların aşağısında olduğunu, Ukraynalıların yarım maymun olduklarını ve onların "zencilere yapıldığı gibi kırbaçla idare edilmesi" gerektiğini söylemiştir.
Он перенес как сотрясение так и гипотермию, и то и другое могло привести к потере памяти.
Orta derecede beyin sarsıntı ve hipotermi geçirdi, her ikisi de, hafıza kaybına sebep olabilecek şeyler.
Мы должны взять ответственность за его здоровье.
Onun sağlığı için sorumluluğu ele almamız gerekiyor.
Я хочу привести к вам на свадьбу особенную девушку типа...
Düğününüze getireceğim kadının özel olmasını istiyorum. Biz evlendik! Ne?
Я слишком поздно понял, что моя технология может привести к гибели миров.
Bulduğum teknolojinin dünyaların yok oluşuna sebep olabileceğini fark ettiğimde, çok geç kalmıştım.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert