Sentence examples of "который любит" in Russian

<>
Прости, что оторвал тебя от съёмок этого гениального кино про серийного убийцу-гомосека, который любит гольф,.. Bak, çok üzgünüm. Ata binmekten ve golf oynamaktan hoşlanan homo seri katillerin acıklı hikayesinde oynamana engel oldum.
Я тут осмотрелся. Ты похож на парня, который любит свое заведение. Etrafa bakınca mekanına önem veren biri olduğun izlenimini alıyorum, doğru mu?
Я думала, он просто натурал, который любит смотреть порно. Onu da sürekli porno izleyen diğer erkeklerden, birisi gibi sanmıştım.
Мужик, который любит мясо. Надоело его не есть! Et yemeyi seven bir erkek, et yememekten bıktım.
Я мог бы изобразить отличного дедулю, который любит готовить и рассказывать истории и быть очаровательным. Yemek yapmayı biliyormuş gibi görünen ve hikâyeler anlatan nazik büyükbabayı oynayıp, tatlı ve çekici görünebilirim.
Ты многого просишь от мужчины, который все еще любит тебя, Сюзи. Seni hâlâ seven bir adamdan böyle bir şey istemek çok fazla, Susie.
Вскоре у нее появились деньги и поклонники и хип-хоп-жених, который очень ее любит. Fazla gecmeden, parasi, hayranlari ve onu cok seven bir hip-hopci nisanlisi oldu.
Который, видимо, любит мороженое. Kim dondurma seviyormuş, belli oldu.
Последний звонок, который я получила в этой печальной истории, был из аэропорта, примерно час назад. "İsminiz bilgisayarda kayıtlı" sadece yaptıklarının en iyisini gösteren bir örnek: rahatsız etmeyi bürokrasi gibi göstermek.
Она не любит хвастаться. Evet çünkü böbürlenmeyi sevmiyor.
В телевизионном обращении президент Барак Обама объявил о серии изменений в двусторонних отношениях, включая обоюдное создание посольств, пересмотр позиции, согласно которой Куба является государством - спонсором терроризма, возможные визиты глав государств друг к другу и участие Кубы в следующем Саммите Америк в году, который пройдёт в Панаме. Aralarında; iki ülkede de sefaret kurulması, Küba'nın terörizmin devlet sponsoru olarak görünümünün yeniden incelenmesi, iki devletin başkanlarının olası ziyaretleri ve Panama Şehri'nde yapılacak olan Amerika Zirvesi'ne katılımı konuları bulunuyordu.
Но агент Купер любит чёрный кофе! Ama Ajan Cooper kahvesini koyu seviyor.
Далее они объясняют, что их цель "показать город, который, несмотря на руины, представляет собой прекрасные руины": Ama amaçlarının "şehrin harabe olduğunu ama güzel bir harabe olduğunu" göstermek olduğunu da ekliyorlar.
Трэвор крут, но сегодня я не увидел в нем огня а этот парень любит зажигать. Trevor muhteşem biri ama bugün gözünde o ateşi göremedim. Ve bu adam ateş yakmayı çok sever.
деревьев уже посажены в Nordmarka, лесу, который находится неподалеку от Осло. Oslo'nun hemen dışındaki bir orman olan Nordmarka'ya ağaç dikilir ve bu ağaçlar, dikimden yıl sonra basılacak olan kitapların özel seçmeceleri için kağıt ihtiyacını karşılar.
Мама любит тебя, Зо. Annen seni seviyor, Zo.
Это саркастический заголовок фотоблога, который рассказывает, как французская полиция со июня демонтировала и выселяла импровизированный лагерь мигрантов в Париже. İşte bu iğneleyici başlıkla bir fotoblog tarafından, Paris'te Haziran'dan beri Fransız polisi tarafından büyük bir geçici göçmen kampının nasıl boşaltıldığı ve tahliye edildiği anlatılıyor.
Теперь даже Пирс любит этот сериал? Pierce bile bu diziyi seviyor mu?
Это журнал, который предлагает матриархат в качестве альтернативы, для того, чтобы сделать мир счастливым и процветающим местом, возможно, пора изменить положение вещей таким образом, что именно женщины будут иметь власть. Dünyayı doğrudan mutlu ve zengin bir yer yapmak yerine alternatif olarak anaerkil düzeni öneren bir dergi. Belki bir şeyleri değiştiren zamandır ve bu kadınlar güce gerçekten sahip kadınlar.
Просто на рецепте моей рукой было написано "Ник любит", вот и решила попробовать. Ama tarifin üstünde "Nick çok sever". yazıyordu, ben de bunu yapayım dedim.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.