Sentence examples of "который спасает" in Russian

<>
который спасает твою задницу. Ayrıca kıçını kurtaran kişi!
Последний звонок, который я получила в этой печальной истории, был из аэропорта, примерно час назад. "İsminiz bilgisayarda kayıtlı" sadece yaptıklarının en iyisini gösteren bir örnek: rahatsız etmeyi bürokrasi gibi göstermek.
Подруга наркобарона спасает его от полиции и привозит его сюда. Uyuşturucu baronunun kız arkadaşı onu polisten kurtarıyor ve buraya getiriyor.
В телевизионном обращении президент Барак Обама объявил о серии изменений в двусторонних отношениях, включая обоюдное создание посольств, пересмотр позиции, согласно которой Куба является государством - спонсором терроризма, возможные визиты глав государств друг к другу и участие Кубы в следующем Саммите Америк в году, который пройдёт в Панаме. Aralarında; iki ülkede de sefaret kurulması, Küba'nın terörizmin devlet sponsoru olarak görünümünün yeniden incelenmesi, iki devletin başkanlarının olası ziyaretleri ve Panama Şehri'nde yapılacak olan Amerika Zirvesi'ne katılımı konuları bulunuyordu.
Он меняет жизни, спасает жизни. O, hayatını değiştiriyor hayat kurtarmak.
Далее они объясняют, что их цель "показать город, который, несмотря на руины, представляет собой прекрасные руины": Ama amaçlarının "şehrin harabe olduğunu ama güzel bir harabe olduğunu" göstermek olduğunu da ekliyorlar.
Только это тебя и спасает. Seni kurtaran tek şey bu.
деревьев уже посажены в Nordmarka, лесу, который находится неподалеку от Осло. Oslo'nun hemen dışındaki bir orman olan Nordmarka'ya ağaç dikilir ve bu ağaçlar, dikimden yıl sonra basılacak olan kitapların özel seçmeceleri için kağıt ihtiyacını karşılar.
Джордж Сэндс спасает мир. George Sands dünyayı kurtarıyor.
Это саркастический заголовок фотоблога, который рассказывает, как французская полиция со июня демонтировала и выселяла импровизированный лагерь мигрантов в Париже. İşte bu iğneleyici başlıkla bir fotoblog tarafından, Paris'te Haziran'dan beri Fransız polisi tarafından büyük bir geçici göçmen kampının nasıl boşaltıldığı ve tahliye edildiği anlatılıyor.
Он просто спасает мою компанию. Az önce şirketimi batmaktan kurtardı.
Это журнал, который предлагает матриархат в качестве альтернативы, для того, чтобы сделать мир счастливым и процветающим местом, возможно, пора изменить положение вещей таким образом, что именно женщины будут иметь власть. Dünyayı doğrudan mutlu ve zengin bir yer yapmak yerine alternatif olarak anaerkil düzeni öneren bir dergi. Belki bir şeyleri değiştiren zamandır ve bu kadınlar güce gerçekten sahip kadınlar.
Я могу прикрываться Кларком Кентом, пока Пятно спасает людей, но... Görüntü dışarıda insanları kurtardığı sürece Clark Kent'in beklentileri olmadan yaşamasını sağlarım ama...
Как англичанин и фанат футбола, я всегда немного удивлялся, почему баскетбол настолько здесь популярен, в отличие от футбола, который широко распространён в остальной части мира. Bir İngiliz vatandaşı ve futbol taraftarı olarak, dünyanın her köşesinde kitlesel olan futbola nispeten Filipinler'de basketbolun bu kadar rağbet gördüğü konusunda her zaman şaşmışımdır.
Арби спасает свою семью. Arby, ailesini kurtarıyor.
Это выглядит как бессмысленный поступок, на который людей толкает жадность и безнравственность. Sınır tanımayan bir para sevdası ile yapılan mantıksız bir sömürüden başka bir şey değil.
Это пес находит бомбы и спасает жизни. Köpek, bombaları bulur, hayatlar kurtarır.
Ужасная авария на Фукусиме - похоронный звон ядерной энергии не только в Японии, но и в Тайване, который также расположен в так называемом Тихоокеанском вулканическом огненном кольце. Fukuşima nükleer kazası ölüm çanlarını sadece Japonya'daki nükleer güç için değil Pasifik Deprem Kuşağı'nda yer alan Tayvan için de çalıyor.
Пусть Плащ спасает его. Bırakalım onu Pelerin kurtarsın.
Я вытащила книгу на арабском языке Ибрагима Насралла, палестинского писателя, который говорит о сопротивлении и о любви. Filistinli yazar İbrahim Nasrallah "nın direniş ve aşk üzerine Arapça bir kitap çıkarıyorum.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.