Sentence examples of "мне придётся" in Russian

<>
Я бы с удовольствием, но мне придётся помыть голову. Demek istediğim, ben seve gelirdim ama saçımı yıkamam gerek.
Когда нам стукнет, лето закончится, и мне придётся оставить всё позади. 'üme girdiğim gün yaz bitiyor, ve ben herşeyi geride bırakmak zorundayım.
После того, что Ведьма мне показала, не придётся. Gitmek zorunda değilsin. Büyücü kadın bana kendini gösterdikten sonra değil.
Вам придётся мне заплатить. Bana ödeme yapman gerekecek.
"Так вы купите мне игрушку, чтобы я перестал страдать фигней? "Bana bir oyuncak alın, böylece ben de sizinle uğraşmayı bırakayım?"
Кроме того, он добавил: "теперь мне придётся вернуться сюда в другой день и это огромный стресс для меня". Ve ekledi, "Şimdi Ketta'ya başka bir gün yeniden gelmem gerekecek ve bu benim için aşırı yorucu bir şey."
Мне кажется, что у любого гражданина есть право иметь возможность смотреть разные фильмы, местного и зарубежного производства, на любой вкус. Bana göre bir vatandaşın farklı beğenilerde üretilmiş yerli ve yabancı filmleri izlemesi en doğal hakkıdır.
Мне жаль, но придётся делать выбор между музыкой и семьёй. Üzgünüm ama müzik ve ailen arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaksın.
Она напомнила мне контрольно - пропускной пункт в моей стране, где сказать "нет" на подобную просьбу предвещало бы твою смерть. Bu isteğiniz beni ülkemin kontrol noktalarına götürüyor, orada böyle bir talebe "hayır" demek sizi basit bir şekilde öldürebilir.
Им придётся подождать снаружи. Onların dışarıda beklemesi gerekecek.
Победа дала мне большую уверенность и устойчивость для соответствия требованиям жизни писателя. Bir yazarın hayatının taleplerini karşılamak için bana daha fazla güven ve direnç kazandırdı.
Пятеро в подразделении B. Ещё немного, и нам придётся вызывать резервистов. Gün B mesaisine gelmeyecek. Daha fazla olursa yedek subay almak zorunda kalacağız.
Вуди написал мне письмо. Woody bana mektup yazmış.
Нам придётся отложить свадьбу? Düğünü ertelememiz gerekecek mi?
Мне нужен общий хирург. Ben genel cerrah gerekir.
Нам придётся сделать перерыв. Biraz ara vermemiz gerekecek.
Это не мне решать, сэр. Buna karar vermek bana düşmez efendim.
Сет, тебе тоже придётся уйти с поста. Tabii. Seth, senin de istifa etmen gerekecek.
Просто дай мне слово. Sadece bana söz ver.
Через два часа мне придётся докладывать в начальству. Yukarıdakilere iki saat içinde bir rapor sunmam lazım.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.