Sentence examples of "на востоке" in Russian
Ваша карьера поднимается как солнце на востоке.
Kariyerinin doğudan bir güneş gibi yükseldiğini görebiliyorum.
Одной из причин, обусловивших готовность Валента заключить в 369 году мир с вестготами, было ухудшение обстановки на Востоке.
Valens'in 369 yılında aceleyle ve çok da olumlu olmayan bir antlaşma yapmasının sebebi doğuda vaziyetin giderek bozulmasıydı.
С помощью крестоносцев Алексей I смог освободить берега Западной Анатолии и расширить свои владения на востоке:
Haçlıların yardımıyla, Aleksios Batı Anadolu sahillerini geri kazanabildi ve etkisini doğu tarafına doğru genişletti:
Ближайший город на континенте - Порт-Жантиль в Габоне (в 240 км на востоке).
Afrika anakarası üzerinde adaya en yakın şehir, 240 km doğuda yer alan Gabon'un liman şehri Port Gentil'dir.
На севере граничит с округом Мванза, на юго-востоке с округом Нсанье, на северо-востоке с округом Блантайр, на востоке с округом Тайоло, на западе с Мозамбиком.
İlçe doğusunda Thyolo ilçesi, kuzeydoğusunda Blantyre ilçesi bulunurken, kuzeyde Mwanza ilçesi, güneydoğuda Nsanje ilçesi, batıda ve güneyde ise Mozambik devleti ile komşu konumundadır.
Я считал, они обязательно вернутся домой, потому и расставил сеть на востоке.
Muhakkak eve döneceklerini düşünmüştüm, bu yüzden doğuda bir (istihbarat) ağ kurdum.
Так как Земля вращается с запада на восток время на западе предваряет время на востоке.
Dünya'nın dönüşü batıdan doğuya doğru olduğundan, batıdaki yerlerin saati doğuda bulunan yerlerin saatinden geridir.
Его возмущение перекликалось с чувством многих людей, в том числе политиков на Ближнем Востоке, отмечает американский ученый и историк Хуан Коул.
Juan Cole'ün dikkat çektiği üzere bu Orta Doğu'daki politikacıları da içeren birçok kişiyle yankı eden bir duyarlılıktı.
В данный момент основной мотивацией для Пекина служит экономическая заинтересованность - его экономическое влияние в регионе в последние несколько лет росло экспоненциально. Китай также обеспокоен вопросом растущей угрозы джихадизма на Среднем Востоке.
Pekin, esasen ekonomi kaynaklı hareket ediyor olmakla birlikte (bölgedeki ekonomik etkisi son yıllarda katlanarak artmakta) Ortadoğu'da artan cihatçılık tehlikesine karşı da alarma geçmiş durumda.
Даже по сравнению с землетрясением на Дальнем Востоке и раком яичек?
Uzak doğudaki depremlerle veya testis kanseri ile karşılaştırılabilir, değil mi?
Я звонила насчет пропавшего гражданина США на Среднем Востоке.
Orta Doğu'da kaybolan bir ABD vatandaşı ile ilgili aramıştım.
Мадам вице-президент, вы бы стали так шутить о Ближнем Востоке?
Sayın Başkan Yardımcısı, Orta Doğu hakkında böyle espriler yapar mıydınız?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert