Sentence examples of "свой статус" in Russian
И мне не терпится вернуть свой статус одинокого волка.
Ben de durumumu yalnız kurt olarak çevirmek için sabırsızlanıyorum.
Бруней, бывший британским протекторатом с 1888 года, отказался присоединяться к федерации, и сохранял свой статус вплоть до получения независимости в 1984 году.
1888 yılından beridir Britanya'nın himayesinde olan Brunei ise birliğe girmeyi kabul etmedi ve 1984 yılındaki bağımsızlığına kadar statüsünü korudu. Süveyş Krizi ve sonrası.
Он восстановил свой статус отдельного города в 1954 году.
Schwechat 1954'te bağımsız bir şehir oldu.
Независимое агентство новостей Animal Politico сообщает о том, что перед смертью Адаме несколько раз получал в свой адрес угрозы с требованиями прекратить журналистскую деятельность.
Bağımsız haber kaynağı Animal Político, cinayet öncesi Adame'ın birçok kez haberciliği bırakması üzerine tehdit aldığını yazdı.
Движение студентов Сан - Паулу одержало крупную победу. Правительство откладывает свой план "реорганизации".
Hükümetin okullardaki "yeniden yapılandırma" planında geri adım atmasından dolayı, São Paulo'daki öğrenci harekatının büyük bir zafer kazandığı görülüyor.
Также он ведет свой блог "Египет и за его пределами", где он определяет себя следующим образом:
O aynı zamanda kendisine ait Mısır ve Ötesi isimli blog sayfasında kendisinden şöyle bahsediyor:
Да. Этот номер имеет легендарный статус, не правда ли?
Bu otel odası efsanevi bir statüde, öyle değil mi?
Вы защитник закона в этом месте и вы беззастенчиво пренебрегли этим на свой риск.
Siz buradaki kanunun koruyucususunuz. Ve bunu kendi tehlikeniz için yüzsüzce göz ardı mı edeceksiniz.
А тебе нужно научиться самому менять свой подгузник.
Sen de kendi bezini değiştirmeyi öğrensen iyi olur.
Что отличает нас от других лечебниц - это социальный статус наших пациентов.
Ama bizi diğer akıl hastanelerinden ayıran esas nokta, hastalarımızın toplumsal statüleri.
Но когда вы поступили в школу, вы постоянно соскальзывали в свой мир грез.
Ama, lisedeki ilk yılında, geri dönülemez bir şekilde fantezi dünyana geçiş yaptın.
Однополая любовь рассматривалась как особо благородное занятие, и имела больший статус, чем любовь противоположного пола.
Homoseksüel ilişkiler soylu bir hobi gibi gözüküyordu, ve karşı cinsle olan ilişkiden daha yüksek statüsü vardı.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.
In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.
Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.
Advert