Sentence examples of "так взволнован" in Russian

<>
Питер, не знаю почему ты так взволнован. Peter, Neden bu kadar heyecanlı olduğunu anlamıyorum.
Знаешь, он так взволнован, бедный. Biliyorsun, zavallı şey çok sarsılmış durumda.
Извини. Я просто так взволнован твоим успехом. Pardon, başarın için biraz fazla heyecanlandım.
Каштан был так взволнован, что слегка обделался. Chestnut o kadar heyecanlandı ki biraz kaka yaptı.
Адам очень и очень взволнован. Adam bu konuda çok heyecanlı.
Говорят, я так хорошо описываю смерть, что некоторые из вас даже аплодируют мне в конце. Ölüm hakkında o kadar güzel konuştuğumu söylüyorlar ki, bitince alkışlıyorlar bile.
Ты делаешь так только когда взволнован. Ne zaman endişeli olsan bunu yapıyorsun.
Пер (так же как Тревис Рэндел) был вовлечен в продвижение войск на на Сектор Газа, но с тех пор другие причастные к этому журналисты спокойно заезжали и выезжали из Египта без проблем. Per bana Mısırdayken çok yardım etmişti, bence harika bir gazeteci. Görünüşe göre Kahire muhalif gazetecileri ülke dışında tutmaya karar vermiş.
Я горд, взволнован... Gururluyum. Daha çok heyecanlıyım.
"Простите, но вы никогда не были беременным, так что у вас нет права высказывать свое ценное мнение", - сорокалетняя женщина - летнему мужчине. "Affedersiniz, bayım. - Hamilelik denen şeyi hiç yaşamadınız, bu yüzden görüş belirtmeye hakkınız yok". - yaşlarında bir kadın, yaşındaki bir adama.
А кто ещё здесь взволнован? Peki, başka kim heyecanlı?
Сердце так быстро бьется? Kalbim çok hızlı atıyor...
Ты взволнован перед Техасом? Texas için heyecanlı mısın?
Ты же защитил меня, так? Beni savundun yani, değil mi?
Ваш сын очень взволнован о попытках в Маленькой Лиге и удивительно уверенный. Oğlun Küçükler Ligi konusunda çok heyecanlı ve bu konuda kendine güveni tam.
Я так не боялась. Hiç o kadar korkmadım.
Ты взволнован, Тимоти? Heyecanlandın mı, Timothy?
Брак Моры не имеет отношения к нашему расследованию, так что давайте сосредоточимся на фактах. Maura'nın evliliğinin bizim soruşturmamızla bir ilgisi yok, bu yüzden gerçeklere odaklanalım, olur mu?
Он был очень взволнован. O kadar heyecanlıydı ki.
Именно так мы все и подружились. Ama bu şekilde hepimiz dost olduk.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.