Sentence examples of "что привез" in Russian

<>
Спасибо, что привёз меня сюда, младший. Beni buraya kadar getirdiğin için teşekkürler, evlât.
Я им сказал, что привез подарки. Onlara hediye getirdiğimi söylemiştim. Bunu beklemediğimi söyleyemem.
Отец Тревис сказал, что привез тебя сюда для твоего же блага. Beni nasıl buldun? Peder Travis iyiliğin için seni buraya getirdiğini söyledi.
Спасибо, что привез её. Onu evine getirdiğin için teşekkürler.
Спасибо, что привез девушку. Kızı geri getirdiğin için teşekkürler.
Спасибо, что привёз мне машину. Arabamı geri getirdiğin için sağ ol.
Сначала взгляни, что я привез на десерт. Sadece bekle ve tatlı olarak ne getirdiğimi gör.
Кое-кто из наших вчера вечером привез подозреваемого в убийстве Нейта. Dün gece birkaç devriye Nate'in cinayetiyle ilgili bir şüpheli getirdi.
Несмотря на жестокие времена, люди пытались сделать всё, что было в их силах, чтобы вести нормальную жизнь даже в оккупированной нацистами Украине, когда Вторая мировая война бушевала на всех фронтах. Dönem ne kadar zalim olsa da, her cephede hırçınlaşan İkinci Dünya Savaşı ve Nazi işgalindeki Ukrayna'da bile insanların normal bir hayat sürebildiğini gösteriyor.
Ну, а невесту привёз? Ama bir gelin getirdin mi?
Как можно молчать, когда знаешь, что эти преступления против человечности совершаются по вине ужаснейшего экономического курса? İnsanlığa karşı işlenilen bu suçların ekonomik bir gündem yüzünden olduğunu bilerek nasıl sessiz kalınabilir?
Кто привёз тебя домой? Seni evine kim bıraktı?
Ситуация с протестами в регионе вскоре, возможно, серьезно ухудшится в связи с тем, что несколько дней назад правительство одобрило строительство плотины на Бараме. Birkaç gün önce Baram Barajı'nın inşasına başlanması için devletin karar vermesi üzerine protestoların yoğunlaşması bekleniyor.
Он привез меня сюда по какому-то делу. O da iş gezisi için buraya getirdi.
Далее они объясняют, что их цель "показать город, который, несмотря на руины, представляет собой прекрасные руины": Ama amaçlarının "şehrin harabe olduğunu ama güzel bir harabe olduğunu" göstermek olduğunu da ekliyorlar.
Ты привез их обратно. Onları geri getirdin ama.
Что должно вызвать это изменение? O değişikliği ne getirmeli?
Он привёз меня сюда. Beni buraya o getirdi.
В конце ленты Дональд Дак просыпается и понимает, что все это было лишь страшным сном, и он все еще живет в Америке. Çizgi filmin sonunda, Donald Duck bunun bir rüya olduğunu ve aslında Birleşik Krallık'ta yaşadığını fark etmek için uyanıyor.
Такой же корабль привез меня сюда. Beni de böyle bir gemi getirdi.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.