Sentence examples of "что хотят" in Russian

<>
Люди вольны верить во что хотят, верно? İnsanlar neye istiyorlarsa inanmakta özgürler, değil mi?
А они слышат то, что хотят. Ve onlar ne duymak isterlerse onu duyarlar.
Люди не причиняют зла просто потому, что хотят погонять лысого. İnsanlar, sadece beyaz bir kedi okşamak için kötü şeyler yapmazlar.
Все получать что хотят, а? Herkes istediğini alıyor, değil mi?
Сейчас люди выбирают факты, что хотят. İnsanlar hangi gerçeği isterlerse onu seçiyorlar artık.
Они хотят использовать "Флагман", чтобы изменить историю. Ana gemiyi ele geçirip her şeyi mahvetmek istediklerini de biliyoruz.
Несмотря на жестокие времена, люди пытались сделать всё, что было в их силах, чтобы вести нормальную жизнь даже в оккупированной нацистами Украине, когда Вторая мировая война бушевала на всех фронтах. Dönem ne kadar zalim olsa da, her cephede hırçınlaşan İkinci Dünya Savaşı ve Nazi işgalindeki Ukrayna'da bile insanların normal bir hayat sürebildiğini gösteriyor.
Говорят, там какое-то уплотнение. Хотят провести обследование. Orada bir sıçrama falan görmüşler, incelemek istiyorlar.
Как можно молчать, когда знаешь, что эти преступления против человечности совершаются по вине ужаснейшего экономического курса? İnsanlığa karşı işlenilen bu suçların ekonomik bir gündem yüzünden olduğunu bilerek nasıl sessiz kalınabilir?
Люди хотят не этого. İnsanların istediği bu değil.
Ситуация с протестами в регионе вскоре, возможно, серьезно ухудшится в связи с тем, что несколько дней назад правительство одобрило строительство плотины на Бараме. Birkaç gün önce Baram Barajı'nın inşasına başlanması için devletin karar vermesi üzerine protestoların yoğunlaşması bekleniyor.
Тебя хотят поднять, но это как рвать мокрую бумагу. Seni çıkartıp kurtarmak istiyorlar ama ıslak kâğıdı yırtmak gibi oluyor.
Далее они объясняют, что их цель "показать город, который, несмотря на руины, представляет собой прекрасные руины": Ama amaçlarının "şehrin harabe olduğunu ama güzel bir harabe olduğunu" göstermek olduğunu da ekliyorlar.
Они хотят только убивать. Onlar öldürdükleri şeyi isterler.
Что должно вызвать это изменение? O değişikliği ne getirmeli?
Или они хотят, чтобы мы в это верили. ya da bu sadece onların bizim inanmamızı istediği şeydir.
В конце ленты Дональд Дак просыпается и понимает, что все это было лишь страшным сном, и он все еще живет в Америке. Çizgi filmin sonunda, Donald Duck bunun bir rüya olduğunu ve aslında Birleşik Krallık'ta yaşadığını fark etmek için uyanıyor.
Подсудимые хотят сговорчивого судью. Которого они могли бы подкупить. Sanıklar daha yumuşak bir hakim istiyordu satın alabilecekleri birini.
Мы полагаем, что они помогут привнести больше креативности, создать больше инноваций и больше открытых обществ. İnanıyoruz ki bu prensipler daha yaratıcı, üretken ve açık toplumlar yaratmaya yardımcı olacaktır.
Роботы хотят людям счастья, но неправильно их понимают. Bu robotlar mutlu olmanı istiyor ama olayı farklı anlamışlar.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.