Sentence examples of "çıkmana izin vermeyeceğim" in Turkish

<>
Ange! Bunu almadan şu kapıdan yürüyüp çıkmana izin vermeyeceğim. Эндж, я тебя за дверь не выпущу без него.
Bak bakalım buradan canlı çıkmana izin verecekler mi? Посмотрим, выпустят ли они тебя живым отсюда.
Tarihin tekerrür etmesine izin vermeyeceğim! Я не позволю этому повториться!
Lisa Snart. - Ama onunla çıkmana izin vermezdim tabii. Не то, чтобы я позволила тебе с ней встречаться.
Onun beni korkutup kaçırmasına da izin vermeyeceğim! И я не дам ей отпугнуть меня.
Elbette buradan çıkmana izin vereceğim ahbap. Конечно, ты уйдёшь, приятель.
Ama bir daha gitmene izin vermeyeceğim. Но я больше тебя не отпущу.
Bentley ancak bu şekilde göreve çıkmana izin verdi. Только так Бентли разрешила вам присоединиться к миссии.
Kendi kızgınlıkları dışında başka bir neden olmadığı bir durumda adamlarımın ölmesine izin vermeyeceğim. Я не намерен терять людей по столь незначительной причине как потворство собственному самолюбию.
Sanırım ben senin biriyle çıkmana izin verilmediğini düşünmüştüm. - Ne? Я подумал, что может тебе нельзя ни с кем встречаться.
Senin saçma bir kendini feda etme töreni fikrine alışmana izin vermeyeceğim. Я не позволю, чтобы тебя использовали в дурацком ритуале жертвоприношения.
Silahını indirip bu iğrenç manzaraya sebep olduğundan dolayı seni affetmem için yalvarırsan belki buradan canlı çıkmana izin verebilirim. Ты опускаешь пушку и умоляешь тебя простить за эту омерзительную выходку, а я позволяю тебе уйти живой.
Yaralı patronunun, karıma kalp krizi geçirtmesine izin vermeyeceğim. чтобы из-за твоего босса у моей старухи случился приступ.
Hayır, hayır, tekrar o hale dönmene izin vermeyeceğim. Нет, нет, я не позволю тебе вернуться туда.
Ben bunun boşa gitmesine izin vermeyeceğim. Я не дам этому напитку пропасть.
Bu durumu lehine çevirmesine izin vermeyeceğim. Я не позволю ему воспользоваться мной.
Ama doğru düzgün savaşmadan şehrin yıkılmasına izin vermeyeceğim. Но я не позволю ему пасть без боя.
Birkaç ağaç ölüyor diye hayallerinin yıkılmasına izin vermeyeceğim. Не разрушать же их мечты из-за каких-то деревьев!
Hiçbir şeyin bunu değiştirmesine izin vermeyeceğim. Я ничему не позволю помешать этому.
Şimdi maçı kazanmana izin vermeyeceğim. Я не позволю тебе победить.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.