Sentence examples of "çok ayıp" in Turkish

<>
Tracy, çok ayıp. Трэйси, какой кошмар.
Başkalarının mektupları okunmaz, çok ayıp. Тебе не стыдно читать чужие письма?
Seni Kongre adayının yanına çürükler içinde geri göndermek çok ayıp olur. Будет очень неудобно отослать тебя назад к конгрессмену, покрытую синяками.
Hemşire burada ve çok ayıp sorular sorup duruyor! Здесь медсестра, и она задает стыдные вопросы!
Sophie, masada böyle konuşman çok ayıp. Софи, неприлично так говорить за столом!
Evet, çok ayıp ettik, patron. Да, сэр. Ужасно стыдно, босс.
Seni böyle bir kenara atmaları çok ayıp. Как жаль, вас так просто выбросили.
Tammy, bu çok ayıp. Тэмми, это так грубо.
Çok ayıp, Jimmy. Не стыдно, Джимми?
Çok ayıp, Lloyd. Это невежливо, Ллойд.
Affedersiniz, bu ayıp mıydı? Извини, это не грубо?
Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?... Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу?
Ne kadar da ayıp ettim yahu. Где же мои манеры? Логан.
Halep'te çok insan kalıntısı gördüm ve İngilizce "de bunu pazarlamakta iyiymişim. Я видела много человеческих останков в Алеппо, и кажется, хорошо презентую это на английском языке.
Bu yaptığın ayıp Terri. Это аморально, Терри.
Çok güzel oldu ve oyunlar oynarken neşe dolu oluyoruz, eskisi gibi değil. Теперь он стал очень красивым, и когда мы там играем, то чувствуем себя как никогда замечательно.
İkisine de tebrikler dilerim. Aramızdaki damadı ihmal etmekle ayıp etmiyor muyuz? Но мы такие невнимательные у нас же тут еще один жених.
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
Kırgız Cumhuriyeti anayasasının zorla evlilik konusundaki pozisyonu çok açık. В Конституции Кыргызской Республики очень точно обозначено отношение к бракам по принуждению.
Savaşın dördüncü yılına girmesiyle birlikte, çok uzun zamandır onlara bakan bağışçıları, sosyal kurumları ve barınma sağlayan toplulukları ümitsizlik sardı. Война идёт уже четвёртый год и фактор усталости начал сказываться на благотворителях, общественных организациях и принимающих обществах, которые уже так много сделали для беженцев.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.