Sentence examples of "çok gergin" in Turkish

<>
Seni uyarmam gerek, adam çok gergin. Хочу предупредить тебя, он очень нервный.
Bekle bir dakika, Sario'nun da kriz geçirmeden önce çok gergin olduğunu söylememiş miydin? Подожди-ка. Ты сказал, что Сарио тоже был сильно взволнован перед приступом, так?
O ilaçları almazsam çok gergin oluyorum. Без них я становлюсь очень напряженной.
Çok gergin bir zamandı. Это очень напряжённый момент.
Marty, çok gergin görünüyorsun. Марти, ты похоже нервничаешь.
Abin tenis maçı yüzünden çok gergin. Твой братик так переживает за финал.
Neden çok gergin olduğunu biliyor musun? Знаешь, почему ты такой напряженный?
Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?... Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу?
Sadece biraz gergin görünüyorsun. Ты кажешься очень напряжённой.
Halep'te çok insan kalıntısı gördüm ve İngilizce "de bunu pazarlamakta iyiymişim. Я видела много человеческих останков в Алеппо, и кажется, хорошо презентую это на английском языке.
Yarınki Barry muhabbetinden dolayı gergin misin? Ты нервничаешь насчет завтра и Барри?
Çok güzel oldu ve oyunlar oynarken neşe dolu oluyoruz, eskisi gibi değil. Теперь он стал очень красивым, и когда мы там играем, то чувствуем себя как никогда замечательно.
Üstünüzden uçak geçtiğinde neden bu kadar gergin oluyorsunuz? Почему вы так нервничаете, когда пролетает самолет?
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
Duruşmalardan önce hep gergin olurum. Я всегда волнуюсь перед заседанием.
Kırgız Cumhuriyeti anayasasının zorla evlilik konusundaki pozisyonu çok açık. В Конституции Кыргызской Республики очень точно обозначено отношение к бракам по принуждению.
Bu utandırıcı ve ben kendimi gergin hissediyorum... Это смущает. Я нервничаю и все такое.
Savaşın dördüncü yılına girmesiyle birlikte, çok uzun zamandır onlara bakan bağışçıları, sosyal kurumları ve barınma sağlayan toplulukları ümitsizlik sardı. Война идёт уже четвёртый год и фактор усталости начал сказываться на благотворителях, общественных организациях и принимающих обществах, которые уже так много сделали для беженцев.
Biri duygusal ya da gergin olduğunda falan oluyor. Diğerindeyse çok pis öfkeli oluyorsun. Первый - когда эмоционально напряжён, и второй - когда ты реально разозлён.
Per bana Mısırdayken çok yardım etmişti, bence harika bir gazeteci. Görünüşe göre Kahire muhalif gazetecileri ülke dışında tutmaya karar vermiş. Пер (так же как Тревис Рэндел) был вовлечен в продвижение войск на на Сектор Газа, но с тех пор другие причастные к этому журналисты спокойно заезжали и выезжали из Египта без проблем.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.