Sentence examples of "çok seviyorlar" in Turkish

<>
Gerçekten. Ama küçük kızlar bunu çok seviyorlar. Но им, маленьким девочкам, нравится.
Cesaret edemiyorlar. Sizi çok seviyorlar ve... Они вас очень любят и боятся.
Her şey Kuzey Florida'ya bağlı ve orada seni çok seviyorlar. Все решает северная Флорида, а они там тебя обожают.
Yani seni daha mı çok seviyorlar? А тебе, значит, нравится?
Ama Liz'i daha çok seviyorlar. Но Лиз они любят больше.
Ve öğrencilerin seni çok seviyorlar. И твои ученики тебя любят.
GM çalışmalarınıza bayılıyor, seni de çok seviyorlar. GM довольна работой, и они тебя обожают.
Tanrım, Marilyn, seni gerçekten çok seviyorlar. Боже, Мэрилин, они действительно любят тебя.
Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?... Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу?
Çok iyi arkadaşlarımdır. - Onlar da seni seviyorlar. Они мои близкие друзья, а им нравитесь вы.
Halep'te çok insan kalıntısı gördüm ve İngilizce "de bunu pazarlamakta iyiymişim. Я видела много человеческих останков в Алеппо, и кажется, хорошо презентую это на английском языке.
Maximus'u şimdi de merhametli olduğu için seviyorlar. Теперь они любят Максимуса За его милосердие.
Çok güzel oldu ve oyunlar oynarken neşe dolu oluyoruz, eskisi gibi değil. Теперь он стал очень красивым, и когда мы там играем, то чувствуем себя как никогда замечательно.
Bütün dansçılar beni tanıyor ve seviyorlar. Все танцовщицы знают и любят меня.
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
Bu ikisi köpekleri bayağı bir seviyorlar, değil mi? Боже, как они собак любят, правда же?
Kırgız Cumhuriyeti anayasasının zorla evlilik konusundaki pozisyonu çok açık. В Конституции Кыргызской Республики очень точно обозначено отношение к бракам по принуждению.
Seni ne olursa olsun seviyorlar. Они тебя и так любят.
Savaşın dördüncü yılına girmesiyle birlikte, çok uzun zamandır onlara bakan bağışçıları, sosyal kurumları ve barınma sağlayan toplulukları ümitsizlik sardı. Война идёт уже четвёртый год и фактор усталости начал сказываться на благотворителях, общественных организациях и принимающих обществах, которые уже так много сделали для беженцев.
Ve beni de seviyorlar. И они любят меня.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.