Sentence examples of "çok yakışıyor" in Turkish

<>
Alexis'e her şey çok yakışıyor. Ну, Алексис идет все.
Sana daha çok yakışıyor. Тебе она идёт больше.
Kahramanlık sana çok yakışıyor. Быть героем тебе идет.
Pembe sana çok yakışıyor. Тебе очень идет розовый.
Sana kırmızı çok yakışıyor. Красный вам к лицу.
Şapka sana çok yakışıyor. Тебе так идут шляпы.
Bu şapka sana çok yakışıyor. А эта шапка тебе идёт.
Siyah sana çok yakışıyor. Выглядишь потрясающе в чёрном.
At pisliği sana daha çok yakışıyor. Тебе больше подходит запах лошадиного навоза.
Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?... Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу?
Hayır, bu bana yakışıyor. Неа, она мне идет.
Halep'te çok insan kalıntısı gördüm ve İngilizce "de bunu pazarlamakta iyiymişim. Я видела много человеческих останков в Алеппо, и кажется, хорошо презентую это на английском языке.
Ama bu görüntü sana yakışıyor, Sarah. Hо для тебя это хорошо, Сара.
Çok güzel oldu ve oyunlar oynarken neşe dolu oluyoruz, eskisi gibi değil. Теперь он стал очень красивым, и когда мы там играем, то чувствуем себя как никогда замечательно.
Neyse, bence sana yakışıyor. Мне кажется, тебе идёт.
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
Siyah sana yakışıyor, Eddows. Черный тебе идет, Эддоус.
Kırgız Cumhuriyeti anayasasının zorla evlilik konusundaki pozisyonu çok açık. В Конституции Кыргызской Республики очень точно обозначено отношение к бракам по принуждению.
İyiydi. Mankafalık sana yakışıyor. Быть тупоголовым тебе идет.
Savaşın dördüncü yılına girmesiyle birlikte, çok uzun zamandır onlara bakan bağışçıları, sosyal kurumları ve barınma sağlayan toplulukları ümitsizlik sardı. Война идёт уже четвёртый год и фактор усталости начал сказываться на благотворителях, общественных организациях и принимающих обществах, которые уже так много сделали для беженцев.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.