Sentence examples of "öğrenecek çok" in Turkish

<>
Daha öğrenecek çok şeyin var, öğrencim. Ты еще многого не знаешь, ученик.
Daha öğrenecek çok şeyim var. Мне еще многое предстоит выучить.
Hala öğrenecek çok şey var, sevgili çocuğum. Тебе еще многому надо научиться, дорогой мальчик.
Daha öğrenecek çok şeyin var. Тебе ещё надо многому научится.
Okuyacak ve öğrenecek çok şey var ve benim gerçekten konsantre olmam gerekiyor. Мне много чего нужно прочесть, и понять, мне нужно сосредоточиться.
Demek istediğim, eski Başkan 'ımızın politikalarından hala öğrenecek çok şeyimiz var. Я хочу сказать, что можно многому научиться из политики нашего бывшего президента.
Çok değil ama neler olduğunu öğrenecek kadar diyelim. Не очень хорошо. Но достаточно, чтобы понять.
Bırakın yeşil çayırlarda boydan boya güneş parlasın, bu dünya güvenli bir liman olsun Bırakın dünya çocuklar için güvenli bir yer olsun, bu çok mu şey istemek?... Пусть новое солнце осветит эти зелёные пастбища, пусть этот мир станет безопасным приютом Пусть этот мир станет безопасным для детей, неужели я так много прошу?
Bütün okul senin ne mal olduğunu öğrenecek. Вся школа скоро узнает, какая ты.
Halep'te çok insan kalıntısı gördüm ve İngilizce "de bunu pazarlamakta iyiymişim. Я видела много человеческих останков в Алеппо, и кажется, хорошо презентую это на английском языке.
Ve şimdi herkez gerçeği öğrenecek. И сейчас все узнают правду.
Çok güzel oldu ve oyunlar oynarken neşe dolu oluyoruz, eskisi gibi değil. Теперь он стал очень красивым, и когда мы там играем, то чувствуем себя как никогда замечательно.
Araba kullanmayı öğrenecek miyim? Я буду учиться водить?
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
O zaman doğruları öğrenecek. Так он узнает правду.
Kırgız Cumhuriyeti anayasasının zorla evlilik konusundaki pozisyonu çok açık. В Конституции Кыргызской Республики очень точно обозначено отношение к бракам по принуждению.
Yakında herkes öğrenecek, Bay Shepard. Все скоро узнают, мистер Шепард.
Savaşın dördüncü yılına girmesiyle birlikte, çok uzun zamandır onlara bakan bağışçıları, sosyal kurumları ve barınma sağlayan toplulukları ümitsizlik sardı. Война идёт уже четвёртый год и фактор усталости начал сказываться на благотворителях, общественных организациях и принимающих обществах, которые уже так много сделали для беженцев.
Ve bu gece 0'den sonra bütün dünya siyanürü öğrenecek. И после часа ночи весь мир узнает о нем.
Per bana Mısırdayken çok yardım etmişti, bence harika bir gazeteci. Görünüşe göre Kahire muhalif gazetecileri ülke dışında tutmaya karar vermiş. Пер (так же как Тревис Рэндел) был вовлечен в продвижение войск на на Сектор Газа, но с тех пор другие причастные к этому журналисты спокойно заезжали и выезжали из Египта без проблем.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.