Sentence examples of "öfkeli bir" in Turkish

<>
Yargıca öfkeli bir bakış ve ortadan kaybolmak? Один сердитый взгляд судьи и ты убегаешь?
Çok öfkeli bir coşku var içimde! То есть, я переполнен яростью!
Öfkeli bir fabrika sahibi kendisini havaya zehir salmakla suçlayan idealist bir hava durumu sunucuyla karşı karşıya gelir. Вспыльчивый владелец фабрики столкнулся с идеалисткой, ведущей прогноза погоды, которая обвинила его в отравлении воздуха.
Sanırım biraz rahat bırakılmak isteyen duygusal olarak öfkeli bir gencin ayarında. Думаю, она просто как обозленный подросток, и хочет свободы.
O gece eve öfkeli bir şekilde geldi. Тем вечером она вернулась домой в ярости.
Benim öfkeli bir kaltak olduğum gerçeğini göz ardı edebildikleri için jüriye teşekkür etmek istiyorum. Я просто хочу поблагодарить судей, за тот факт, что я бушующая сука.
Aynı zamanda öfkeli bir alkoliktim. А ещё я была алкоголиком.
Korkunç öfkeli bir yüz. Ужасное, каменное лицо.
Dışarıda öfkeli bir kalabalık var. Paralarını geri istiyorlar. Там снаружи злобная толпа, требует вернуть деньги!
Bir şerif öfkeli bir kiracı tarafından yaralandı. Полицейский был ранен при принудительном выселении жильцов.
Görünen o ki öfkeli bir homofobik. Оказалось, что он яростный гомофоб.
Daha önce hiç öfkeli bir Yahudi görmemiştim. Я первый раз вижу еврея в гневе.
Buna temas edersen adrenalin değerin artar öfkeli bir boğa gibi olursun. Один укус, и тебе хватит адреналина, чтобы задушить быка.
Prens öfkeli bir şekilde dolaşamaz. Принц не может быть яростным.
Tyler öfkeli bir steroid manyağı. Тайлер был яростным стероидным психом.
Bir dakika. Daha uygar bir tonda başlayalım, daha sonra öfkeli bir tona geçeriz. Давайте начнем с милого цивилизованного тона, а потом уж будем двигаться к злости.
Angharad, rüzgârdan mı yoksa öfkeli bir kızgınlık mı? Ангарад, это ветер гудит или же яростная досада?
Etiyopyalı Bir Adamın Issız Ölümü Одинокий конец одного из самых публичных людей Эфиопии
Birçok ülke "öfkeli" İspanyollardan etkilendi ve geçtiğimiz yıl Ekim'de protestolar küresel bir görünüm kazanarak'ün üzerinde şehre ve ülkeye yayıldı. Жители многих стран были вдохновлены "возмущением" испанцев, и демонстрации протестов приобрели глобальный характер октября прошлого года: демонстрации прошли более чем в городах в странах.
Internet'i herkesin özgürce bağlanabildiği, iletişim kurabildiği, yazabildiği, okuyabildiği, izleyebildiği, konuşabildiği, öğrenebildiği, yaratabildiği ve yenilikler icat edebildiği açık bir ağ olarak muhafaza edin. Поддержка Интернета как открытой сети, в которой всякий обладает свободой объединяться, общаться, писать, читать, смотреть, говорить, слушать, изучать, создавать и производить что - то новое.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.