Sentence examples of "ölmek üzere" in Turkish

<>
Ölmek üzere olan bir adamla evlendin. Ты вышла замуж за умирающего человека.
Susuzluktan ölmek üzere su arayan bir adam gibi. Как умирающий от жажды человек нуждается в воде.
Biri ölmek üzere, yarbay ve maalesef ölümü onun ellerinden olacak. Кто-то вскоре умрёт, командор и это будет его рук дело.
Kaptan Janeway ölmek üzere. Капитан Джейнвей скоро погибнет.
Adam hapiste ölmek üzere. Парень умирает в тюрьме.
Şimdi, Bayan Lacey, Ölmek üzere olan bir adam nasıl buraya kadar tek başına gelebilir? Ну, миссис Лэйси, как этот парень мог добраться сюда один, если он умирал?
Führer hasta ve ölmek üzere. Фюрер болен. И может умереть.
Eşimin ölmek üzere olduğu zamanı hatırlıyorum son gününde oraya oturmuş dua ediyor, ağlıyordum. Когда умирала жена, я весь день просидел рядом с ней. Молился, плакал.
Nüfusumuzun çoğu, silahlı kuvvetler personeli de dahil, ölmek üzere ya da öldü. Большая часть нашего населения, включая вооруженные силы, умирает или они уже мертвы.
yılında, Pasifik Adalarından San Francisco'ya gemiyle yolculuk yapan ve ölmek üzere olan bir avukat tarafından yazılmış. мое внимание случайно приковал дневник, написанный в умирающим юристом по пути с Тихоокеанских островов в Сан-Франциско.
Birilerinin ölmek üzere olduğunu. Будто я вот-вот умру.
Açlıktan ölmek üzere olan çocuklarla ticaret yapmak? Увозить голодающих детей на другой конец света?
Bedeni ölmek üzere. ve yeni bir beden bulması lazım. Её старое тело умирает, и ей нужно новое.
Kaydedilen en düşük hava sıcaklığı şehri kaosa sürükledi. yüzlerce evsiz insan soğuktan ölmek üzere. Самая холодная погода в истории привела город в хаос С множеством бездомных замерших насмерть.
Bayan Crawley, kayınpederim ölmek üzere. Миссис Кроули, мой свёкор умирает.
Ama sunu anlamalisin Patrick, ölmek üzere olan bir adam ölümden korkmaz. Но дело в том, Патрик, что умирающий не боится смерти.
Yani ölmek üzere olan onun kocası sonuçta. В смысле, ее муж может умереть.
Ama jeneratör ölmek üzere. Но генератор скоро откажет.
Kocam açlıktan ölmek üzere! У меня муж голодает!
Hayır, ölmek üzere olduğuna inanıyor. Она думает, что это конец.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.