Sentence examples of "ölmeyi" in Turkish

<>
Artık karanlık bir odada ölmeyi bekleyen yaşlı bir kadınım sadece. Теперь я просто старуха в убогой комнате, ждущая смерти.
Burada doğdum ve burada ölmeyi planlıyorum. Я здесь родился и планирую умереть.
Harry her zaman bir sürü ölmeyi hak eden insan olduğunu söylerdi. Гарри всегда говорил: Есть много людей, которые заслужили смерть.
Ben bürokrat birinin elinde ölmeyi reddediyorum ve bunu sana da öneririm. Я отказываюсь умирать от руки бюрократа, как и тебе стоит.
Muhafızları, Haven'ı kurtarmak için her şeyi yapacağına ölmeyi bile göze aldığına ikna etmek istemiyor musun? Ты хочешь убедить меня и стражу, что сделаешь все для спасения Хэйвена, даже умрешь?
Bir rezil olarak Vernon Dağı'na dönmektense bir beyefendi olarak ölmeyi yeğlerim. Я лучше умру джентльменом, чем вернусь в Маунт Вернон подлецом.
Sadece "Sammy ölmeyi hak ediyor" dedi. Сказал только, "Сэмми заслуживает смерти".
Yakın bir zamanda ölmeyi mi planlıyorsunuz, Doktor McNamara? Вы собираетесь умереть в ближайшее время, доктор Макнамара?
Köydekiler beni ziyaret etmeyi kesti ve ben de sadece ölmeyi bekledim. Они перестали приходить ко мне, и я стал дожидаться смерти.
Bir terör örgütü, bir amaç uğruna ölmeyi göze alan aşırı hevesli radikaller yerine profesyonelleri kullanabilir. Группа террористов. Вместо использования радикальных фанатиков, желающих умереть за дело, они могут использовать профессионалов.
Çok kötü bir şey olmuş ama ölmeyi hak etmiyorsun. Ужасные вещи случаются, но ты не заслуживаешь смерти.
Evimde yapayalnız ölmeyi tercih ederim, en azından huzur içinde ve sizlerin yüzüne de bakabilirim. Предпочитаю умереть дома, но со спокойной совестью и не стыдясь смотреть вам в глаза.
Ama ölmeyi hak eden pek çok kişi tanıyorum. Я знаю много людей, которые заслуживают смерти.
Geminin ön tarafına doğru fırlatılmış ama dış kabuğun çıkıntılarına tutunmayı başarmış. Tutunmuş ve ölmeyi beklemiş fakat ölmemiş. Она уцепилась за надстройку на корпусе и висела там, ожидая смерти, но та не пришла.
Yaşam desteğe bağlı ölmeyi bekleyen bir hasta bulurum. Найду пациента на жизнеобеспечении который просто ждёт смерти.
Beyazlar basit bir zencinin elini sıkmak için ölmeyi bekliyor demek. Нынче белые дожидаются смерти, чтобы пожать руку бедному негру.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.