Sentence examples of "üzerine vaaz" in Turkish

<>
Şimdi de poligami üzerine vaaz mı vereceksin bana? Ты ещё почитай мне лекцию на тему полигамии.
Rus milletvekili Dmitry Gudkov ("Adil Rusya" partisi), düşünceli bir Facebook gönderisi yayınladı, metinde gösterinin doğallığı, toplumun tepkisi ve bunların gelecekteki Rus protestoları ve Rus devleti üzerine neler belirtebileceğine dair düşünceleri yer aldı: Российский парламентарий Дмитрий Гудков опубликовал в Facebook запись, в которой высказался о сути акции, реакции общества на нее и ее значении для государства и грядущих протестов.
Bugün size vaaz vermek istemiyorum. Сегодня я не хочу проповедовать.
Bağımsız haber kaynağı Animal Político, cinayet öncesi Adame'ın birçok kez haberciliği bırakması üzerine tehdit aldığını yazdı. Независимое агентство новостей Animal Politico сообщает о том, что перед смертью Адаме несколько раз получал в свой адрес угрозы с требованиями прекратить журналистскую деятельность.
Yarınki ayinde, şiddet karşıtı bir vaaz vermek yerinde olur. На завтрашней мессе проповедь против насилия была бы весьма полезна.
Kov onu. Bana Blackie ile adamlarını üzerine salıp sahibi olduğum mallara dokunamayacağını öğretmelerini söyle. Давай я спущу на него Блэки, чтобы он больше не трогал мои вещи.
Böylece vaaz vermenin dışına çıktınız, değil mi? Поэтому вы пошли дальше, чем просто проповедь?
Evet, sonra biri üzerine basıyordu. Да. А потом на него наступили.
Mösyö Gustave akşamları bize vaaz da verirdi. Мсье Густав также по вечерам читал проповеди.
Eğitmenlerinin beklentilerinin de üzerine çıktın. Вы превзошли ожидания своих кураторов.
Bazıları ne vaaz vereceğini pratik yapmadan nasıl söyleyeceğini bilir. А кое-кто только и умеет, что читать проповеди.
Polisleri üzerine mi saldın yoksa? Ты навел копов на нее?
İsa, papazlığa ve vaaz vermeye vaftiz olduktan sonra başladı. Христос начал свою службу после его крещения, его проповеди.
Kim yazdı bunu üzerine? Что на нём написали?
Verdiğiniz vaaz çok hoştu Peder. Прекрасная утренняя проповедь, отец.
Jüpiter hayli gazlı bir gezegendir. Gazdan oluşur. Dolayısıyla üzerine iniş yapıp gezinebileceğiniz katı bir zemini yok. Эта планета состоит из газа, на ней нет твердой поверхности, на которую можно приземлиться.
Teyzem sanki vaaz verir gibi nasihatlar veriyordu. Тётя отчитывала меня, как проповедь читала.
Çocuklarının mezarı üzerine yemin et. Поклянись на могиле своего ребенка!
Ben pazarları çıkıp da onun yerine vaaz vermiyorum! Я не хожу на его проповедь по воскресеньям.
Ailemin mezarları üzerine yemin ederim. Я клянусь могилами своих родных.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.