Sentence examples of "şantaj" in Turkish

<>
Bu adam tüm ekibe şantaj yapabilir. Этот парень может шантажировать всю команду.
Blair asılsız dedikodular çıkardı, okula karşı şantaj yaptı. Geri tepmeksizin hileyle beni okula soktu. Блэр пустила слух, шантажировала школу, превратила мою работу в притворство и осталась безнаказанной?
Siz de kusura bakmayın ama bu dava falan değil şantaj. Со всем уважением, это не иск, а вымогательство.
Ama Frank Lutz seni buldu, ve ona yardım etmen için sana şantaj yaptı. Думаю, Фрэнк Лутц нашел тебя, и шантажировал, чтобы ты помог ему.
Ben evliyim. Evet, sana şantaj yapan biriyle. Да, за человеком, который тебя шантажирует.
Bu olmadan, onu tekrar GAL tanığına şantaj yapmaktan suçlayabilirlerdi. Без неё его могли снова обвинить в вымогательстве свидетеля ГВП...
Şantaj, ölüm tehditleri ve skandal... Шантаж, угрозы смерти и скандал.
Kaptan Hindsight'a şantaj yapmak için Butters'ın çıplak fotoğraflarını mı çekmemizi istiyorsun? Ты хочешь, чтобы мы использовали фотки голого Баттерса для шантажа?
Tamika, UZI'nin kimde olduğunu biliyor ve şantaj mı yapıyordu acaba? Тамика знала, у кого Узи - и они шантажировали её?
Butch, aptal şantaj planı hakkında bana hiçbir şey söylemedi. Буч никогда не говорил об этом дурацком плане с шантажом.
Bu Troy'un yapacağı bir işe benzemiyor büyük şirketlere şantaj yapmak. Это не похоже на почерк Троя - шантажировать крупные корпорации.
Kocakarı şantaj yapıyor Grindle'ın düşük yaptırması karşılığı para ödeyen tüm erkeklere. Эта ведьма шантажировала всех мужчин, кто платил Гриндл за аборты.
Bu bir şantaj değil Bay Palmer. Это не вымогательство, мистер Палмер.
Derek milyar dolarlık bir şirkete şantaj yapıyordu. ve bunu gönderen Jacob McGuire, Kurucusu ve CEO'su. Дерек шантажировал компанию, владеющую миллиардами, кем оказался Джейкоб Макгвайер, основатель и главный директор.
Serserinin biri telefonumu çaldı, fotoğrafları buldu, ve şimdi bana şantaj yapıyor. Какой-то урод украл мой телефон, нашел фотографии, и теперь шантажирует меня.
Şehri soymaya ve bana şantaj yapmaya kalkıştı. Она пыталась ограбить город и шантажировать меня.
Denizci montuyla eldiven takmış biri ama Bentley, Joe Parks'ın ilişkisi olduğunu kaydedip ona şantaj yaptı. Кто-то в пальто и перчатках. Но Бентли записала измену Джу Паркс, А потом шантажировала его.
Bayan Gold, Bay McBride size bu davayla ilgili herhangi birine şantaj yapmanızı söyledi mi? Мисс Голд, мистер МакБрайд просил вас шантажировать кого-то, имеющего отношение к этому делу?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.