Sentence examples of "şu ki" in Turkish

<>
Evet, sorunsuz bir şekilde alırız. Sorun şu ki, o kadına kazancımın yarısını vermeyeceğim. Проблема в том, что я не собираюсь отдавать этой женщине% от моей прибыли.
Acı ama gerçek şu ki artık filmler benin zevkime hitap etmiyor. Это может показаться обидным, но это правда: большая часть фильмов мне не нравится.
Demek istediğim şu ki daha kolay hedeflerin peşine düştünüz. Суть в том, что вы нашли легкие цели.
Gerçek şu ki; hâlâ sana minnettarım. Несмотря ни на что я тебе благодарен.
Gerçek şu ki, bilmeye ihtiyacım da yok. По правде, я ничего знать не желаю.
Ama gerçek şu ki, savaşa hiç muvafık değiliz. Факт, что нам стало неудобно с этой войной...
Gerçek şu ki, biz çıktığımızda kapıyı kilitliyordu. И вообще она закрыла магазин после нашего ухода.
Evet, iyi haber şu ki artık oldukça ünlüsün. Да, есть и хорошие новости. Ты теперь знаменитость.
Konu şu ki; eğer kalbini bulursan yerine takmak konusunda bana güvenebilirsin. Если сможешь вернуть свое сердце, я попытаюсь поставить его на место.
Mesele şu ki, Billy bir şeyi kafaya koydu mu onu kolay kolay vazgeçiremezsiniz. Проблема в том, что когда он принимает решение, его очень трудно отговорить.
Belki ama söylemeye çalıştığım şey şu ki Mia özel olmak her zaman basit bir şey değil. Возможно, но я говорю о том, Миа, что не всегда просто быть особенной.
Ve gerçek şu ki, ben de kusursuz değilim. И по правде, я и сам не безупречен.
Sebebi şu ki neden polislerin silahı var... Причина, почему сотрудники полиции имеют оружие...
Sorun şu ki, Bay. Gair, biz ölüm tarihini tekrar gözden geçirdik. Проблема, мистер Гир, в том что мы пересмотрели предполагаемое время смерти.
Sorun şu ki, benim barımı buldu. Главное, что она нашла мой бар.
Problem şu ki, mayınlar sürekli olarak hareket halindeler ve rasgele yer değiştiriyorlar. Но проблема в том, что мины постоянно двигаются, перемещаются случайным образом.
Kısacası şu ki, biz Hıristiyan bir milletiz. Как ни крути, мы - христианская нация...
Sana söylemediğim şu ki, bana seçme hakkı tanıdılar. Ya mahkemeye çıkacaktım ya da Signal Hill'e gidecektim. Но я не сказала тебе, что мне предоставили выбор между сроком и лечением в Сигнал Хилл.
Fark nedir? Fark şu ki bunun fırınında bir ceset var. Разница в том, что у этого мертвое тело в печи.
Gerçek şu ki, onun burada olmaması senin suçun değil. То, что её здесь нет, не твоя вина.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.