Sentence examples of "Dua etmek" in Turkish

<>
Şu an tek yapabildiğimiz dua etmek. Сынок, нам осталось только молиться.
Onlara dua etmek için özel bir kilise ayini düzenlemeliyiz. Мы должны провести специальное мессу и помолиться за них.
Ayrıca beraber dua etmek için insanları kiliseye davet etme timindeyim. - Dua etmek nasıl yardımcı olacakmış? Также я часть уличной команды по приглашению людей в церковь внизу, чтобы мы могли вместе помолиться.
Ona kulak asmayın, dua etmek ister sadece. Не слушайте его, он просто хочет поиграть.
Şimdilik tüm yapmamız gereken dua etmek. И сейчас мы можем только молиться.
Bu, pek dua etmek sayılmaz gerçi. Хотя, это не считается за молитву.
Şu an yapabileceğin en iyi iş başkaları için dua etmek. Единственное, что нам остаётся - это молиться за других.
Senin Zotkin buraya umutsuz adamlar için dua etmek için gönderilmedi. Onları kışkırtmak için onlara hükümdarların kanını tattırmak için. Ваш Зоткин был отправлен молиться на отчаянных людей, разжечь их, дать им вкусить крови откормленных правителей.
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Burada biraz karides olmasına dua etsen iyi olur. Лучше помолиться, чтобы там внутри нашлись грибочки.
Etmek zorundayım. Bu benim görevim. Приходится, это моя работа.
Hayır, ama Katolikler için de dua ederim. О, нет! Я молюсь за католиков.
Her şeyin temiz olduğunu kontrol etmek istiyorlar, değil mi? Они просто проверят, чтобы везде было чисто, да?
Çocuklar, dua edelim. Дети, давайте помолимся.
Hani şu filmdeki sürekli dans etmek isteyen karakter gibi. Как персонаж из фильма, который просто хотел танцевать.
Eğer dua lütfen bana katılır mısınız. Прошу присоединиться ко мне в молитве.
Söz konusu mültecilere yardım etmek olunca deneyimin, paha biçilemez değerini açığa çıkarıyor. Когда речь идет о помощи беженцам, ваш опыт может оказаться просто бесценным.
Dua ettikten sonra başlayalım. Давайте помолимся и начнем.
Bizi yok etmek için bir virüs yaptılar. Они сделали вирус, чтобы уничтожить нас.
Günün bu saatinde genellikle dua ederim. Обычно в это время я молюсь.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.