Sentence examples of "Fazla" in Turkish with translation "слишком много"

<>
Bunun nasıl işlediğini bilmiyorum ama çok fazla şey gördü. Не знаю как, но он слишком много знает.
Şartlı tahliyeni ihlal ediyorsun çok fazla hap alıyorsun ve insanların üzerine pislik sıçramasına neden oluyorsun. Ты нарушил условия досрочного освобождения. Принимаешь слишком много лекарств, не даешь сдачи в драке.
Maria giysiler için çok fazla para harcıyor. Мария слишком много денег тратит на одежду.
Bir hizmetçi için çok fazla soru soruyorsun. Для слуги ты задаешь слишком много вопросов.
Demek ki bu çok fazla ölü var ama yeterince tabut yok demek oluyor. Получается, что у нас слишком много трупов, а гробов не хватает.
Sanırım, sadece dün gece içkiyi biraz fazla kaçırdı. Я думаю что она просто выпила слишком много вчера.
Gerçek şu ki, Isabella fazla detaylı şeyler düşünür. Дело в том, что Изабелла слишком много думает.
Bir vejetaryen restoranı için çok fazla et siparişi vermişler. Для вегетарианской кухни в этом ресторане слишком много мяса.
Cami ve Allan çok fazla seks yapmış. Кэми и Алан слишком много занимаются сексом.
Çok fazla kişiye çok fazla soru soruyor. Она слишком многим задаёт слишком много вопросов.
Kızın çok fazla Tayvan yemeği sipariş etti. Ваша дочь заказала слишком много тайской еды.
Zamana çok fazla yatırım yapan bir polis için bir kısaltma. Boş davalar için enerji. Это акроним полицейского, который тратит слишком много времени и сил на дохлые дела.
Demek yanlış giden bir soygun olduğunu söylemek için elde fazla kanıt yok. Geride değerli eşyalar bırakılmış. Недостаточно улик, чтобы предположить разбой, пошедший не так - оставлено слишком много ценных вещей.
Hemşire tarafından, masaj yapılan birine göre, - çok fazla soru soruyorsun. Знаешь, для парня которого натирает медсестра, ты задаешь слишком много вопросов.
Tom'un annesi çok fazla içki içtiği ve sigara içtiği için genç öldü. Мать Тома умерла молодой, потому что слишком много пила и курила.
Facebook ve Twitter'da çok fazla zaman harcıyorum ve bahanem de var çünkü - millik bir adada yaşıyorum. Я провожу слишком много времени в Facebook и Twitter и оправдываю это тем, что живу на острове размером на км.
Bu iş hakkında benim en büyük pişmanlığım Olabilir - ben çok fazla yol otel yatak örtüleri biliyorum. Возможно это моё самое большое сожаление об этой работе: Я знаю слишком много о гостиничных покрывалах.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.