Sentence examples of "açık bırakmış" in Turkish

<>
Ön kapısını açık bırakmış. Не запирает входную дверь.
Kapıyı açık bırakmış olmalı! Я оставила дверь открытой.
Janet bilgisayarını bir e-mail hesabına açık bırakmış ama görünen o ki, sadece iş için kullanıyormuş. Компьютер Джанет связан с ее почтовым аккаунтом, но, похоже, здесь все по делу.
Odanın kapısını açık bırakmış. Она оставила дверь открытой.
Kişisel kullanım için açık bırakmış. Оставил это для личного использования.
Pola ışıkları açık bırakmış. Пола забыла выключить свет.
Şerefsiz mikrofonunu açık bırakmış. Негодяй оставил включенным микрофон.
Ama pencereyi açık bırakmış ki gelip buraya bakalım diye. Но он открыл окно, чтобы мы поднялись сюда.
Biri kapıyı açık bırakmış. Кто-то оставил дверь открытой.
O ahmak Paris'e gitmiş, alarmını da açık bırakmış. Эта поганка уехал в Париж и оставила будильник включённым.
Biri pencereyi açık bırakmış. Кто-то оставил окно открытым.
Internet'i özgür ve açık tutmak için toplumlara, üreticilere ve devletlere bu prensipleri tanımaları için çağrı yapıyoruz. Для поддержания интернет- пространства свободным и открытым, мы обращаемся к местным сообществам, производствам и странам с просьбой о признании этих принципов.
Katil neden cinayet silahını geride bırakmış ki? Почему стрелок оставил орудие убийства прямо здесь?
Makedonyalı genç video sanatçıları bir dizi kısa videolar ile konuşma özgürlüğü konusunu ele aldılar, açık yarışma ile üretilen görüntüler Skopje Fransız Film Festivali'nde yayınlandı. Молодые художники видеографики из Македонии решили проблему свободы слова при помощи серии коротких видеороликов, созданных в рамках открытого конкурса и снятых во время Фестиваля французского кино в Скопье.
Hiç kayıt bırakmış mı? Он оставил какие-то записи?
Mayıs ortasında internet temelli araçlar ile yerli dillerini canlandırmak üzerine çalışan ilgili kişileri bir araya getirmek için açık katılım çağrısı yayınladık. В середине мая в поисках заинтересованных людей, которые уже включены в работу по возрождению своих родных языков путём их использования в Интернете, мы объявили об отборе участников предстоящего слёта.
Birisi atıştırmalık tabağı bırakmış. Кто-то оставил тарелку нарезки.
Internet'i herkesin özgürce bağlanabildiği, iletişim kurabildiği, yazabildiği, okuyabildiği, izleyebildiği, konuşabildiği, öğrenebildiği, yaratabildiği ve yenilikler icat edebildiği açık bir ağ olarak muhafaza edin. Поддержка Интернета как открытой сети, в которой всякий обладает свободой объединяться, общаться, писать, читать, смотреть, говорить, слушать, изучать, создавать и производить что - то новое.
Bak, biri sinema için bedava patlamış mısır kuponu bırakmış. Смотри, кто-то оставил купон на бесплатный попкорн в кинотеатре.
Özgür ve açık Internet'i savunuyoruz. Мы выступаем за свободный и открытый Интернет.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.