Sentence examples of "ağır bir" in Turkish

<>
Ağır bir kapı! Kendisi kapandı. Дверь тяжелая, она сама захлопнулась.
Ancak CNN, Hava Kuvvetleri Bir'in ağır bir hasar aldığını ve inmesinin mümkün olmadığını öğrendi. Но CNN стало известно, что борт сильно поврежден, и не может совершить посадку.
"Sıradan bir vatandaşın kullanması ağır bir suç olmasına rağmen, kırmızı da takılmak istemiyorsanız oldukça kullanışlıdırlar." Простым гражданам это нельзя делать, но это очень помогает, когда надо сменить красный свет на зеленый.
Gerçekten ağır bir kapı vardı. Это была очень тяжелая дверь.
Kafasına ağır bir darbe gelmiş. Его здорово ударили по голове.
Anne, sence gerçekten bu kadar ağır bir kremle pişirmek uygun mu? Мам, это действительно нормально, готовить с таким количеством жирных сливок?
Evet, sanki saldırganın üzerinde ağır bir şey varmış gibi. Herhâlde numara falan. Да, похоже, что проникший прилично весил, это должно быть размер.
Bu yara ağır bir cisimle oluşmuş gibi. Похоже, это было сделано чем-то тяжелым.
Tekrar ediyorum, kaçmaya çalışmayacak kadar ağır bir tedavi görüyordu. После такого курса лечения, который он прошел сбежать невозможно.
Morris olayı da Averylerden birine ağır bir suç isnat etmek için onlara bir fırsat vermişti. И дело Моррис дало им шанс заявить о насильственном преступлении, совершённом одним из Эйвери.
Çok ağır bir şey yapabilir. Она может сделать что-то необдуманно.
Son derece ağır bir kontrol altında. Он находится под очень мощным контролем.
Bu kadar genç birisi için ağır bir sorumluluk. Слишком много ответственности лежит на столь юных плечах.
Bunun ağır bir sorumluluk gerektirdiğinin farkında mısın? Ты понимаешь, что это большая ответственность?
Bugün omuzlarımızda ağır bir yük var. На наши плечи свалился тяжёлый груз.
Bu çok ağır bir yenilgi olacak hepimiz için. Впереди ждёт тяжёлое поражение тяжелое для всех нас.
Biri bana Bay Wright'a vurmak için ağır bir şeyler getirebilir mi? Может кто-то найти меня что-то тяжелое, чтобы ударить мистера Райта?
Böylesine kahramanca bir sürüş için ağır bir yenilgi olacak. Для Ханта это сокрушительное поражение после такого героического заезда.
Bu kadının yıllardır bir fincandan daha ağır bir şey kaldırabildiğini sanmıyorum. Вряд ли эта женщина в последние годы двигала что-либо тяжелее чашки.
Ağır bir şey buradan sürüklenmiş gibi ağır ve bronz bir şey. Похоже что-то тяжелое протащили здесь, что-то тяжелое и что-то бронзовое.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.