Sentence examples of "alay etmek" in Turkish

<>
Sefaleti tanıyan bir aileyle alay etmek çok zalimce. Жестоко издеваться над семьёй, которая терпит страдания.
Çocukken bu dans hareketlerini dansçılarla alay etmek için yapardık ne kadar homo davrandıklarını göstermek için, tamam mı? Когда мы были пацанами, мы так танцоров дразнили, чтобы показать им какие они педики, понял?
Ülkeyi'de, önce Kenya'ya, sonra Almanya'ya, sonra nihayetinde sığınma hakkı kazandığı ABD'ye terk etmek zorunda kaldı, ancak daha sonra'de öldü. В году он был вынужден покинуть страну, отправившись сначала в Кению, затем в Германию и наконец добрался до США, где он получил политическое убежище и прожил до своей смерти в году.
Lloyd hayattayken benimle yeterince alay etti. Лойд издевался надо мной всю жизнь.
Etmek zorundayım. Bu benim görevim. Приходится, это моя работа.
Alay Kralla beraber ava çıktı. Полк отправили на королевскую охоту.
Her şeyin temiz olduğunu kontrol etmek istiyorlar, değil mi? Они просто проверят, чтобы везде было чисто, да?
Sen benimle alay etmiştin. Ты посмеялась надо мной.
Hani şu filmdeki sürekli dans etmek isteyen karakter gibi. Как персонаж из фильма, который просто хотел танцевать.
Ve her gün, bunu yapan, ama yaptığını reddeden insanlar, benle alay ediyor. И каждый день надо мной насмехаются люди, отрицающие свою причастность и скрывающие причины убийства.
Söz konusu mültecilere yardım etmek olunca deneyimin, paha biçilemez değerini açığa çıkarıyor. Когда речь идет о помощи беженцам, ваш опыт может оказаться просто бесценным.
Alay, güçlü bir zihnin ürünü değildir Clarke. Насмешка это не плод сильного ума, Кларк.
Bizi yok etmek için bir virüs yaptılar. Они сделали вирус, чтобы уничтожить нас.
Yüzbaşı, Christine Collins davasını yürütme tarzın bu departmanın kamuoyunda alay konusu olmasına neden oldu. Капитан, ваш подход к делу Кристины Коллинс поставил наше отделение под удар общественных насмешек.
Saygısızlık etmek istemem efendim ama kendisi daha en başından beri bu yolculuğa sıcak bakmıyordu. При всём уважении, сэр, он вообще не хотел ехать в это турне.
Siz kanunla alay ederken, ihtiyacımız olan kanıtları bekliyordum. Ждал нужных доказательств, пока вы смеялись над законом.
Başkan'ı ele geçirmek ve Ring'i yok etmek. схватить Директора и уничтожить "Кольцо".
ÖIüm benimle alay ediyor. Смерть насмехается надо мной.
Bir ara sizinle özel bir sohbet etmek çok hoşuma gider. Я здесь новенькая. И очень хочу поболтать с вами тет-а-тет.
Mükemmel olmadığımızın farkındayım ama alay edilmeyi hak etmiyoruz. Мы не идеальные, но не заслужили насмешек.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.