Sentence examples of "ben ölümsüzüm" in Turkish

<>
Sorun yok dedim ya, ben ölümsüzüm. Я же сказал не волноваться. Я бессмертен.
Ben bunun bir gelenek oldugunu anliyorum - hala uygulanan, çok eski bir gelenek. Я понимаю, что есть такая традиция, очень такая старая традиция, ее применяют.
"Bana bir oyuncak alın, böylece ben de sizinle uğraşmayı bırakayım?" "Так вы купите мне игрушку, чтобы я перестал страдать фигней?
Düşünmesi zor ve bunaltıcı bir şey ve ben, belki de diğerleri gibi, kendi hayatıma devam edebilmek için kendimi bu gerçeklikten uzaklaştırıyorum. У меня не было ни малейшей идеи, какова будет реакция на эти работы - это был слишком острый для меня вопрос.
Harekete geçmek için bir dürtü oluştu, ben de kaybolan diğer hayatları çizmeye başladım. Это укрепило импульс действовать, поэтому я продолжила рисовать портреты людей, которых уже нет.
Çeviri: "Ben bir prenses olmak istemiyorum. "Я не хочу быть принцессой.
Kocam ve ben haber kanalı sahibiyiz. Мой муж и я являемся владельцами новостного канала.
Ben de sıkılmak üzereydim zaten. Я все равно хотел бросить.
Ben gencim, seksiyim ve harikayım. Я молода, сексуальна, великолепна.
Ben de süremi eski Güney Karolina Kongre Üyesi ve mevcut Birleşik Devletler Başkanı'na veriyorum. И я уступаю свое время первому Конгрессмен из Южной Каролины И президента Соединенных Штатов.
Ben polisi falan aramadım. Я не вызывала полицию.
Ben de ordudan yırtmaya uğraşıyorum. А я пытаюсь избежать армии.
"Ben zenciyim, İrlandalıyım ve gurur duyuyorum." "я чёрный ирландец, и горжусь этим".
Neden bir tek ben dikkat edecekmişim? Почему я один должен быть осторожен?
İtiraf etmeliyim ki, ben de aynı romantizmin kurbanıyım. Я должен признаться, я тоже совершил романтический поступок.
Ben de senin için endişeleniyorum. А я переживаю за тебя.
Geliyorum, sakın çıkmayın ben gelmeden. Уже бегу. Без меня не уезжайте.
Hayır, Bay Sherman. Ben daha çok Presto Malatesta adıyla bilinirim. Нет, мистер Шерман, я более известен как Престо Малатеста.
Senin pozisyonunda olsam ben de aynı şeyi yapardım. На вашем месте я бы так же поступил.
Ben de Terry'le gideyim. Я поеду с Терри.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.