Sentence examples of "bir cehennem" in Turkish

<>
Bire on bahse girerim bütün otel bir cehennem boyutuna emilecek. Десять к одному, что отель затянет в адское измерение.
Bir cennet varsa bir cehennem de vardır, değil mi? Раз есть рай, то есть и ад, верно?
Korah, Musa'ya ihanet ettiğinde, Tanrı göğü yarıp onu bir cehennem çukurunun içine çekmişti! Когда Корей предал Моисея, Бог открыл землю и проглотил его в зияющую дыру огня!
Bir yıllık bir cehennem azabı, bir bacağımı kaybetmem ve %15'lik nüksetme ihtimaliyle sonuçlandı bu. Но тогда это значило год мучений, потерю ноги, а% и не думали исчезать.
Kitaplı ve televizyonlu bir cehennem. Ад с телевизором и книжками.
Itiraf lazım çünkü Mmm, ben bir aşçı bir cehennem biriyim. Потому что ты должен признать, что я - адский повар.
Nasıl bir cehennem bu böyle? Что это за новый ад?
yıl içerisinde, Irak kimsenin umursamadığı bir cehennem gibi olacak. Через лет Ирак станет дырой, на которую всем плевать.
Lucifer'ın seçtiği bir cehennem askeri. Рыцарей ада собственноручно выбирал Люцифер.
Bir cehennem çukurunda beş senemi harcadım. Я провел лет в этой дыре.
Bu sonsuz ölümsüzlük cenneti, bir cehennem olurdu. Рай вечного бессмертия - на самом деле ад.
Bence sen içinde koca bir cehennem taşıyorsun. Думаю, что внутри у тебя бездна.
Bir cehennem taşı benim gerçek doğamı ne yapacakmış? Как этот чёртов камень относится к моей природе?
Etiyopyalı Bir Adamın Issız Ölümü Одинокий конец одного из самых публичных людей Эфиопии
İlk bir kaç ay cehennem gibi olduğunu söyledi. Говорил, что пару месяцев это был ад.
Internet'i herkesin özgürce bağlanabildiği, iletişim kurabildiği, yazabildiği, okuyabildiği, izleyebildiği, konuşabildiği, öğrenebildiği, yaratabildiği ve yenilikler icat edebildiği açık bir ağ olarak muhafaza edin. Поддержка Интернета как открытой сети, в которой всякий обладает свободой объединяться, общаться, писать, читать, смотреть, говорить, слушать, изучать, создавать и производить что - то новое.
Angela, mesane yenilenmesinden dolayı cehennem gibi bir yıl geçirdi. Tek isteği, o adamdan bir çocuk yapmaktı. Анжела провела год в аду, проходя через реконструкцию мочевого пузыря, чтобы зачать ребенка с этим человеком.
Afgan büyümek babanın seni hiç bir sebep yokken sabah'da uyandırmasıdır, çünkü hayatta tembelliğe yer yok. Папа поднимает вас с постели в шесть утра в выходной без всякого повода, просто потому что вам никогда нельзя лениться.
Cehennem, araf, cennet. Ад, чистилище, рай.
Artık herhangi bir sağlık çalışanının, üst düzey yöneticinin, yönetimin ve yönetim kurulunun; sağlık konularında herhangi bir medya aracına bilgi erişimi sağlamaması talimatını veriyorum. Настоящим я предписываю и отдаю распоряжение о том, что ни один сотрудник или руководитель учреждений здравоохранения не должен предоставлять средствам массовой информации любого рода какую - либо информацию по вопросам здравоохранения.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.