Sentence examples of "bir yere gitmem" in Turkish

<>
Hatırladım da bir yere gitmem gerekiyor! Вспомнил, мне нужно кое-где быть!
Sen ve martininin yan yana olduğu bir yere gitmem. Я не собираюсь находиться рядом с тобой и мартини.
Bir yere gitmem gerekiyordu, ben de başkasına emanet ettim. Мне надо было идти, и я кому-то его отдал.
İkinizi de burada bırakıp hiçbir yere gitmem ben. И я не оставлю тебя. - Посмотрим.
Esanov dışarıda (soğukta) çok uzun süre bekledi ve bir anda sıcak bir yere girdi. Эсанов слишком долго оставался в очереди снаружи и неожиданно вошёл в тёплое помещение.
Ben de bu tepeden hiçbir yere gitmem! А я не сдвинусь с этого холма.
yıl boyunca Dadaab ve Kenya'daki tutsaklık benzeri yaşamından sonra, halen kampta yaşayan kız kardeşleriyle birlikte daha barışçıl bir yere yerleşmeyi, artık yeni bir hayata başlamayı umuyor: Пробыв в Дадаабе как в ловушке года, Фиш надеется переселиться в менее опасное место со своими дочерьми, которые до сих пор живут в лагере. Он хочет начать новую жизнь.
Ben kamyonla hiçbir yere gitmem. Я не поеду в грузовике.
Beni güvenli bir yere götür sana bildiğim her şeyi anlatırım, söz veririm. Спрячьте меня где-нибудь, и обещаю, я расскажу вам всё что знаю.
Bir yere mi gidiyorsun? Ты уезжаешь, Гастон?
Ve lütfen, bana haber vermeden bir yere gitme. И, пожалуйста, не убегай не сказав мне.
Arkama geç ve bir yere kaybolma. Держись сзади и не отпускай меня.
Senin statüne daha uygun bir yere. Нужно что-то более подходящее твоему статусу.
Biz Vietnamlıları bir yere taşıyorsak onları tahliye etmiş oluruz. Чили, если мы переселяем вьетнамцев, они эвакуированные.
Af çıkarttırıyoruz ve bir avuç kredi çipiyle istediğimiz bir yere uçuş hakkı alıyoruz. Мы получим амнистию, кредитные жетоны, и возможность улететь, куда захотим.
Yakın zamanda başını bir yere çarptın mı? Вы не ударялись головой в последнее время?
Başka bir yere de atılmış olabilir. Или его могли скинуть куда-то еще.
Çocuk bir yere gidiyormuş. Мальчишка был в пути.
Lütfen, bir yere ayrılmayın. Пожалуйста, никуда не уходите.
İstediğin herhangi bir yere gidebilirdin. Ты мог уехать куда угодно.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.