Sentence examples of "daha çok acı veriyor" in Turkish

<>
Hiçbir şey. Ayağımı çarptım. Çok acı veriyor. Ничего, я просто ногу повредил немного.
Dünyada aşktan daha çok acı veren hiçbir şey yoktur. Нет ничего больнее в этом мире, чем любовь.
Ama acıyı kalbimde hissediyorum ve bu çok acı veriyor. Но чувствую боль в сердце, оно сильно болит.
Onu kandırdım ve daha çok acı çekmelerini sağlamak için kullandım. Играла им и использовала для того, чтобы они страдали.
Eminim diğerleri depremden sonra daha çok acı çekmişlerdir. Уверена, другие пострадали еще больше от землетрясения.
O zaman o kadar mutluyduk ki hatırlaması acı veriyor. Тогда мы были так счастливы, что тяжело вспоминать.
Tüm bunları içinde saklamak, ona çok acı vermiş olmalı. Наверное, ему было мучительно больно держать всё в себе.
Eski Sovyetler Birliği'ndeki Yıllık Güzellik videolarının ortak bir özelliği, doğu bloğunun müttefikler ile birlikte faşizme karşı savaştığı'lı yıllarda, bölge genelinde daha çok bilindiği adıyla "Büyük Vatanseverlik Savaşı" için duraklamasıdır. До сих пор ведутся споры о том, какими должны быть наряды, следующие религии, тогда как откровенный, а иногда и воинственный президент Алмазбек Атамбаев поддерживает распространяющиеся по всей стране баннеры, предупреждающие об опасности иностранного влияния - ношения никаба.
Birini mutsuz görmek bana acı veriyor. Мне больно видеть кого-то столь несчастным.
Gu Ae Jung, çok acı çekiyorum. Ку Э Чжон, мне очень больно.
Nezaketiniz efendim, canımı ayrımcılığınızdan daha çok acıtıyor. Ваша вежливость, сэр, убивает меня больше, чем ваша дискриминация.
Çok fazla iyi askeri kaybettik ve bu acı veriyor. Мы потеряли много солдат, и это причиняет боль.
Bunun çok acı verici bir şey olduğunu biliyorum. Я знаю, что это для Вас болезненно.
Plan karşıtları ayrıca eğitim sistemi hissedarlarıyla daha geniş çapta ve daha çok halka açık istişare yapılmadığı için devlet memurlarını suçladılar ki "yeniden yapılandırma" denilen köklü değişiklikler gerekirdi. Противники плана также раскритиковали чиновников за неспособность провести более широкие и открытые консультации с заинтересованными сторонами самой системы образования, учитывая радикальные перемены, которые потребовала бы "реорганизация".
Ona kızmak bana acı veriyor. Это больно злиться на него.
Raporda çok acı verdiği yazıyor. Hem de çok. Başından sonuna kadar. В отчетах пишут, что это дикая боль До самого конца.
Şu an çok az şaka yapılıyor genelde kısa ve öz bilgiler veriliyor daha çok veda ediliyor. Тем, кто живут на берегу, советовали уехать, волны могут достигать до, 6 метра, а скорость ветра превышает метров в час.
En azından bankada para varken daha az acı veriyor. С этим легче справиться, имея наличные в банке.
Çok acı verici gibi gözüküyor. Похоже, что это больно.
Bu arada Hakobyan daha çok onlu yaşlarının sonlarında veya yirmili yaşlarının başında genç erkeklerin 'Ermeniliklerini' milli çıkarlara tehdit olarak gördükleri gruplara karşı nefreti yaygınlaştırarak gösterdiklerini vurguluyor. Она с сожалением подчеркнула, что в стране все больше подавляется свобода самовыражения, а Акобян сказал, что группировки состоят преимущественно из молодых людей в возрасте - лет, которые подчеркивают свою принадлежность к армянской нации, распространяя ненависть на группы населения, представляющие, по их мнению, угрозу национальным интересам.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.