Sentence examples of "daha parlak" in Turkish

<>
Bu güncelleme, daha parlak ekran, daha uzun video oynatma süresi, yeni tasarlanmış kulaklıklar ve bir arama özelliği içeriyordu. В этом обновлении экран стал ярче, появилась функция поиска, непрерывное воспроизведение, поддержка игр, а также новые наушники.
Ama onlar da sizin gibi burada başladılar. Daha parlak bir şu ana gelmek için canlarını dişlerine takıyorlar. Но, как и вы, они начинали здесь, не жалея сил, чтобы добиться своего.
Daha parlak bir planın var da ben mi duymadım? Я что-то не слышал от тебя никакого гениального плана.
Yıldızlar da daha parlak. И звезды светят ярче.
Çiçekler, şimdi olduklarından daha parlak kırmızıymış. Цветы были более яркие, чем сейчас.
Bu kıvılcım herhangi bir akkordan daha parlak. Искра ярче, чем свет лампы накаливания.
Böylece önümüze daha parlak bir gelecek açarız. И позволить светлому будущему предстать перед нами.
Şimdi odayı küçük dairesel şekilde keskin, net ve yüzlerce kez daha parlak görebiliyordu. Теперь он мог видеть кружок комнаты четко и ясно, в сотни раз ярче.
Güneşin o zaman daha parlak Olduğuna yemin edebilirim. Клянусь, в те времена солнце было ярче.
Güneş daha parlak, hava daha taze. Солнце светит ярче. Воздух, он свежее.
Kate Middleton bunu yaşıyor, ve benim ondan daha parlak saçlarım var. У Кейт Мидлтон она есть, а у меня более блестящие волосы.
Güneşten daha parlak şekilde ışıldamalarını sağlayacaksın. Ты заставишь их блестеть ярче солнца.
Ayrıca, Gökadalar ve Gökada Kümeleri Kataloğu'ndan (CGCG) 1,0 yay-dakika'dan daha küçük çaplı olan fakat 14,5 kadir'den daha parlak olan gökadaları içerir. Каталог также включает галактики меньше чем 1,0 'в диаметре, но ярче, чем 14,5 величина из Каталога галактик и скоплений галактик ("CGCG").
'den beri Cibuti'de askeri birlik bulunduran Amerika ,'te ülkedeki askeri yerleşim kontratını yıllığı milyon dolara on yıl için daha yeniledi. США поддерживает свое военное присутствие с года, а в году они продлили аренду на содержание военного контингента еще на лет, платя миллионов долларов каждый год.
Parlak giysisi, sarı denizinde göze çarpıyor. Её яркий костюм выделяется в море желтого.
Nezaketiniz efendim, canımı ayrımcılığınızdan daha çok acıtıyor. Ваша вежливость, сэр, убивает меня больше, чем ваша дискриминация.
Çok parlak ve güzel! Оно блестящее и красивое!
Daha fazla fotoğraf için Tatsuya Tanaka'nın Instagram sayfasını inceleyin. Зайдите в Instagram Танаки, чтобы найти еще больше фотографий.
Sonra parlak bir ışık beliriverdi. А потом возник яркий свет.
Bu arada Hakobyan daha çok onlu yaşlarının sonlarında veya yirmili yaşlarının başında genç erkeklerin 'Ermeniliklerini' milli çıkarlara tehdit olarak gördükleri gruplara karşı nefreti yaygınlaştırarak gösterdiklerini vurguluyor. Она с сожалением подчеркнула, что в стране все больше подавляется свобода самовыражения, а Акобян сказал, что группировки состоят преимущественно из молодых людей в возрасте - лет, которые подчеркивают свою принадлежность к армянской нации, распространяя ненависть на группы населения, представляющие, по их мнению, угрозу национальным интересам.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.