Sentence examples of "dair emir aldık" in Turkish

<>
Sizi içeriye almamaya dair emir aldık. Нам приказали не пускать Вас внутрь.
Bu adamın, bu odadan sağ çıkmayacağına dair emir aldın, değil mi? У тебя приказ не дать этому парню выйти отсюда живым. Так? Да?
Seni geri götürmek için emir aldık. У меня приказ вернуть тебя домой.
Hepinizi öldürmek için emir aldık. Нам приказали убить вас всех.
İşin özü şu ki, onu getirmek için emir aldık. В общем так, у нас приказ доставить его сюда.
Bir tanesini hemen ortadan kaldırmak için emir aldık. У нас приказ немедленно казнить одного из них.
Hiçbir Skrreean gemisinin yüzeye inmemesi için emir aldık. У нас строгий приказ не допускать их приземления.
Üstad, Ayrılıkçı dinleme istasyonunu bulmak için emir aldık. Учитель, у нас приказ найти прослушивающий пост сепаратистов.
Bütün takımlar, içeri girmek için emir aldık. Всем группам, всем группам, заходим внутрь.
Hakkında casusluk faaliyetlerine bulaştığına dair ihbar aldık. Мы получили информацию о вашей шпионской деятельности.
Bölgede, sözde "Yanan Adam" a dair doğruluğu kanıtlanmamış bir sürü ihbar bulunuyor. Было несколько рапортов о том, что в зоне нападений видели так называемого Пылающего Человека.
Beş sene önce satın aldık. Мы купили дом лет назад.
Prenses Anna emir verdi ve... Принцесса Анна дала мне указания..
İnsan hatası olduğuna dair herhangi bir şey? А ошибку вследствие человеческого фактора? Нет.
Hayır, %40 fazla rezervasyon aldık. Нет, у нас перебронирование аж%.
Gibbons tüm dikkatini sevdalı bir yardımcısına yoğunlaştırdı ve ona babanı vurup öldürmesi için doğrudan bir emir verdi. Гиббонс оказал максимум влияния на свою безумно влюбленную помощницу. Он дал ей прямое указание застрелить вашего отца.
"Yaşamaya devam etmeye" dair bir vasiyet indirmiş olabilir mi? Есть вероятность, что он мог загрузить такое завещание из сети?
Özel görev ekibini aldık! Мы получили оперативную группу!
Sana Frank Irving ile konuşmaman konusunda - kesin emir vermiştim. Я отдала тебе прямой приказ не говорить с Френком Ирвингом.
Bu da günümüzde Mars'ta sıvı hâlde su bulunmadığıdır. Ancak geçmişte orada su bulunduğuna dair neredeyse kesin kanıtlar var. сегодня на этой планете нет жидкой воды, но есть доказательства того, что в прошлом она была.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.