Sentence examples of "diye soruyor" in Turkish

<>
Mike, tamir etmek için mesaiye kalması gerekiyor mu diye soruyor. Майк спрашивает, надо ли работать сверхурочные, чтобы восстановить его?
Sanırım son bir diyeceğin var mı diye soruyor Sid. Полагаю, он даёт тебе последнее слово, Сид.
Polise bildirelim mi diye soruyor? Спрашивает заявить ли в полицию?
Benim, Martin. Bay Avila bu gece gelecek misin diye soruyor. Тут мистер Авеля хочет узнать, ты вечером на тренировку идёшь?
Becky, canavarlar babamı öldürecek mi diye soruyor. Бекки спросила меня, убьют ли монстры папу.
Ama okumanı çok beğenmiş ve şu an Skype aracılığıyla tekrar yapar mısın diye soruyor. Но ты ему понравился, и он хочет устроить пробы сейчас, по Скайпу.
Bu eldiveni giymek gerekli mi diye soruyor? Он спрашивает, можно ли без перчатки.
Herkes bana: "Haplarını içtin mi?" diye soruyor. Все всегда спрашивают меня: "Ты принимал свои таблетки?"
Efendim, Josh Lyman geldi, biraz görüşebilir miyiz diye soruyor. Сэр, здесь Джош Лаймэн, спрашивает примите ли вы его.
Axe, Klan araştırması sende mi diye soruyor. Акс спрашивает насчёт отчёта по "Клаксон".
O bir antropolojist. Burada yaşamaktan korkuyor musun diye soruyor. Он антрополог и спрашивает вы не боитесь жить здесь.
"Böylesine çeşitli bir topluluk"... diye bahsediyor Fisher. Может быть потому, что многие из них - эмигранты.
Mısırlı blogcu Mustafa, tekrar eden bu olayların hükümet tarafından gazeteciler için alınan yeni önlemler olup olmadığını soruyor: Египетский блоггер Мостафа (Mostafa) задается вопросом, являются ли подобные повторяющиеся случаи знаком того, что правительство принимает против журналистов новые меры:
Yani yarın biraz erken çıkabilirim diye umuyordum. Поэтому я завтра хотел бы уйти пораньше.
Sainsbury'ye giden yolu mu soruyor? Он спрашивает дорогу к супермаркету?
Kim daha yavaş ölecek diye bir yarışma yapmıyoruz burada. Это вовсе не соревнование, кто может умереть медленней!
Nişan hazırlığına başlamanın mümkün olup olmadığını soruyor. Он спрашивает, можно ли устроить помолвку.
Benim endişeme göre ortak zemin diye bir şey yok. Компромисса здесь быть не может, таково мое мнение.
operatörü adamın beyaz mı, siyah mı yoksa İspanyol mu olduğunu soruyor ve... Оператор колл-центра спрашивает, какой национальности парень - белый, черный или латиноамериканец.
Kafan iyi olsun diye geldiysen evinde kalsan da olurdu. Если чтобы дуть, то мог просто дома остаться.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.