Sentence examples of "doğruyu söylemek gerekirse" in Turkish

<>
Doğruyu söylemek gerekirse, senin eksikliğin en küçük hayal kırıklığım. Честно говоря, твоё отсутствие было меньшим из моих разочарований.
Doğruyu söylemek gerekirse bu bir gül. Это роза, не буду скрывать.
Doğruyu söylemek gerekirse biraz zor... Честно говоря, не очень...
Doğruyu söylemek gerekirse, bıktım bu işten. Честно говоря, мне это уже надоело.
Doğruyu söylemek gerekirse kendimden yaşlı kadınlardan hoşlanırım. Вообще-то, мне нравятся женщины в возрасте.
Doğruyu söylemek gerekirse Carlos seni biraz kıskanıyor. Честно говоря, Карлос немного опасается вас.
Doğruyu söylemek gerekirse, bütün bu olanları unutmaya çalışıyorum. Пытаюсь забыть обо всем этом, по правде говоря.
Doğruyu söylemek gerekirse haklıydın. Всё-таки ты была права.
Aslında doğruyu söylemek gerekirse daha çok rüşvet. На самом деле, это скорее взятка.
Ama doğruyu söylemek gerekirse, savaşıyorum. Но честно говоря, я сражаюсь.
Doğruyu söylemek gerekirse sorumluluğu olmayan bir yaşam boş geliyor. Честно говоря жизнь без чувства ответственности показалась немного пустой.
Um, doğruyu söylemek gerekirse, şuanda pek de şirket havasında sayılmam. Э, честно говоря, я сейчас не в настроении для компании.
Ve doğruyu söylemek gerekirse hâlâ bu konuda terapi görüyorum. И по правде говоря я все еще посещаю терапию.
Doğruyu söylemek gerekirse Jonah, bu sabah neredeyse fikrimi değiştiriyordum. Если честно, Джона, я почти передумал этим утром.
Neyse, doğruyu söylemek gerekirse kızarmış tavuğa da bayılırım. Но, пр правде говоря, обожаю жареную курицу.
Doğruyu söylemek gerekirse, ilk gün müthiş ötesiydi. На самом деле, первый день был изумительным.
Doğruyu söylemek gerekirse, çoğu parça onlara verilmedi. Честно говоря, немногие из них их получили.
Doğruyu söylemek gerekirse aslında başlarda seni kıskandım. Признаюсь честно. Сперва я тебе даже позавидовал.
Doğruyu söylemek gerekirse, benim de kendimden şüphelendiğim birkaç an oldu. Сказать по правде, пару раз я сам в себе сомневался.
Doğruyu söylemek gerekirse, Louvre davası hayatımı mahvetti. Честно говоря, дело Лувра сломало мою жизнь.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.