Sentence examples of "eline" in Turkish

<>
Dönüp de kendi götüne bakması ve kendi hayatını tekrar eline alması gerekiyor. Ему следует вытащить голову из задницы и взять свою жизнь в руки.
Kısa zamanda, hırslı generallerin ve fırsatçı bürokratların eline düştü. Власть быстро перешла в руки честолюбивых генералов и продажных бюрократов.
Şimdi ise bu mükemmel silahın düşmanımın eline geçti. Сейчас твое идеальное оружие в руках моего врага.
Çatalı sol eline, bıçağı sağ eline al. Вилку в левую руку. Нож в правую руку.
Eline silah alıp, bizi kurtarmak için gönderilen bir orduyu katlettin. Взял оружие и уничтожил армию, которая должна была защищать нас.
Bütün İngiliz büyüsüne emrediyorum, kendisini Kara Kral'ın eline versin! Я велю всей английской магии оказаться в руках Чёрного Короля.
Ve karşılığında eline geçecek de zaten sahip olduğu bir isim. А взамен он получает имя, которое и так знает.
Tüm hayatı boyunca iyi bir insan oldu ama eline ancak bu geçti. Она была хорошим человеком всю жизнь, и вот что она получила.
Ben eline amcık almış sert bir erkeğim. Я крутой парень с пиздой в руке.
Eline bir yay ve sadece bir ok veriyorlar. У тебя будет лук и всего одна стрела.
O sarhoşken, homurdanıyor ve kavga ediyor. O ayıkken, eline ne gelirse atıyor ve hiçbir şey söylemiyor. Когда он пьян, он брюзжит и дерётся. Когда он трезв, он лежит на чём попало и молчит.
Bailey veya İtüzümü'nün teröristlerin eline geçmesine izin veremeyiz yoksa milyonlar ölür. Если Байли или Паслен попадут в руки террористам, миллионы погибнут.
Hava üssü, muhalif güçler tarafından Ağustos 2012'den kuşatılmaya başlandı, 6 Ağustos 2013'te isyancıların ve İslamcıların eline geçti. С августа 2012 года находилась под осадой оппозиционных сил, до тех пор пока 6 августа 2013 года она перешла к ним в руки.
"Nihayetinde, ajanların edindiği istihbarat, politikacıların eline geçer." В конечном итоге, информация полученная шпионами оседает в руках политиков.
Bay Jarvis, şu şoförün eline bakın. Мистер Джарвис, посмотрите на руку водителя.
Babam çok kızdı, eline bir paspas aldı ve onu kendi öldürdü. Отец разозлился, берёт в руки швабру, идёт и убивает её.
Makedonya'daki bu zaferlerden sonra III. Andronikos Konstantinopolis'i ele geçirmeye karar verdi ve Mayıs 1328 tarihinde şehre girdi ve büyükbabasını tahtı bırakmaya zorladı ve gücü eline aldı. После этих побед в Македонии Андроник III решил захватить Константинополь, и в мае 1328 года он вошел в столицу, вынудил деда отречься от престола и взял власть в свои руки.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.