Sentence examples of "en ufak" in Turkish

<>
Burada ne olduğu konusunda en ufak bir fikrimiz bile yok. Знаешь, мы понятия не имеем, что здесь произошло.
En ufak bir sinyal alabilmeniz için mil gitmeniz gerekiyor, ayrıca cep telefonları teleskopları engelliyor. Тебе придётся проехать миль, чтобы получить намёк на сигнал, и мобильники мешают телескопам.
Bilgisayar kullanmaz, en ufak bilgi kırıntısı bile bırakmaz. Не пользуется компьютерами, не оставляет никаких цифровых следов.
Kocamın yeni omlet tarifimi denemesi için tam zamanında evde olacağına dair hiçbir zaman en ufak bir şüphem olmadı. Я никогда не сомневалась, что мой муж будет дома вовремя, чтобы попробовать омлет по новому рецепту.
Öyleyse, onun dönüşüne en ufak bir yardımda bile bulunmak için deli olmam gerek, değil mi? Тогда я дожен быть сумасшедшим, чтоб иметь отношение к ее возвращению, не так ли!?
Ne planladığım hakkında en ufak bir fikrin bile yok, değil mi? Ты понятия не имеешь, что я планировал, не так ли?
En ufak bir kanıtınız bile yok. У вас нет и тени доказательства.
Bize ne yaptığınız hakkında en ufak fikriniz bile yok. Вы не представляете, во что вы нас втянули.
Vücudunu ve kanını en ufak kemiklerine kadar kontrol altında tutmalısın. Для этого нужно всецело подчинить себе свою плоть и кровь.
Bu günlerde en ufak bir skandal gösterimizi mahveder. Сейчас лишь намек на скандал разрушит наше шоу!
Göstereceğiniz en ufak acısını paylaşma hareketi, suçu itiraf etme... Даже простое выражение сочувствия может быть истолковано как признание вины.
Federaller en ufak bir bahaneyle beni hapse atabilir. Федералы посадят хоть за переход на красный свет.
Varlığımıza dair en ufak bir fikirleri bile yok. Они даже не знают, что мы существуем.
En ufak şey kaçmaz! Он ничего не упускает!
Yönetmek hakkında en ufak fikri ya da saygısı yok. Он не имеет представления как руководить, никакого уважения.
En ufak detay bile sıradakini kurtarmamıza yarayabilir. Даже малейшая деталь позволит нам спасти следующего.
Bu tip ölçümler yıllarca tekrarlandığında Ay'ın hareketindeki en ufak bir titreme bile tespit edilebiliyor. Когда подобные измерения проводятся каждый год, можно определить малейшее колебание в движении Луны.
İstediğin zaman ahmakça şiirlerini okumana bile izin vereceğiz ve bunun hakkında en ufak kötü şey söylemeyeceğimize söz veriyorum. Если хочешь, можешь читать вслух свои занудные стишки, и мы ничегошеньки тебе не скажем, обещаю.
Kemikten kaskını çıkarırsanız aynen jöle gibi olur ve en ufak bir darbede yaralanabilir. Выньте её из костяного шлема - и это просто желе, полностью беззащитное.
Ailesinin yaptıkları hakkında en ufak bir fikrin var mı? Да ты хоть знаешь, что сделала его семья?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.