Sentence examples of "en yaşlı" in Turkish

<>
Kalan en yaşlı kişiyim. Я самый старый здесь.
Gezegenin en büyük kara hayvanı sürünün en yaşlı dişisinin liderliğinde birbirine sıkıca bağlı anaerkil bir topluluk içinde yaşar. Самое больше сухопутное животное на планете живет в строго матриархальном обществе которое возглавляет самая старшая самка в стаде.
Evrendeki en yaşlı gezegen. Старейшая планета во Вселенной.
Sen kilisenin en yaşlı oğlusun. Вы - старший сын церкви.
Walter, Kaliforniya'daki en yaşlı adamdır. Уолтер - старейший человек в Калифорнии.
En güçlü olanlar öldürürken, En yaşlı olanlar yemeye başlıyor. Хотя добычу убил сильнейший, первым будет есть самый старший.
Efendi kayıtlara geçmiş en yaşlı vampir. Мастер старше любого из известных вампиров.
Yumi Ishiyama, Lyoko takımının en yaşlı üyesidir. Юми Исияма - старший член команды Лёко.
1926'da siyasetten emekliye ayrıldığında, şimdiye kadarki en yaşlı Danimarka parlamenter siyasilerinden biriydi. Когда 1926 года Клаус Бернтсен ушел из политики, он оказался одним из старейших парламентариев Дании.
Güneyli dedik yaşlı maden işçisi değil. Южным, а не старого профессора.
Çoğu vampirin çok yaşlı olduğunu unutmamalısın. Видишь ли большинство вампиров очень старые.
Ben çok daha yaşlı ve zekiyim. Я же гораздо старше и мудрее.
Aferin. Şimdi ona ne söyleyeceğin hakkında fikir almak için yaşlı adama geldin. И теперь ты пришел к своему старику за советом, что сказать.
Biri onu otelden yaşlı bir adamla çıkarken görmüş. Её видели выходящей из отеля со взрослым мужчиной.
Yaşlı Carson'a emir verme fikrini sevdim. Забавно будет давать распоряжения старику Карсону.
Her zaman Chef'i neşeli, yaşlı, ve aniden şarkıya giren adam olarak hatırlayacağım. Я буду помнить Шефа, как жизнерадостного старикана, который все сводит к песенке.
Yaşlı adam polisleri çağırmış, içeri zorla girdiğimizi düşünmüş olmalı. Наверное старик вызвал копов, подумал, что я вор.
Yaşlı bir adamdı, bağışlayın onu. Простите его, он был стариком.
Yaşlı Took, Yazdönümü Gecesi fırlattırırdı. Старый Тук затевал их на солнцестояние.
Artık karanlık bir odada ölmeyi bekleyen yaşlı bir kadınım sadece. Теперь я просто старуха в убогой комнате, ждущая смерти.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.