Sentence examples of "erken saatte" in Turkish

<>
Erken saatte neden burada olduğuna dair fikriniz var mı? Есть идеи, почему он был здесь так рано?
Bu sabah erken saatte meydana gelmiş olmalı. Должно быть, всё случилось ранним утром.
Yakıp kavuran sıcağa gelince, yaz gittikçe yaklaşırken sürücülerin sabah erken dışarı çıktığını söylüyor Fisher. Приближается лето, и по утрам байкерши выезжают всё раньше и раньше, спасаясь от зноя.
İki saatte seni iyi oyuncu yaparım. Смогу натаскать вас за пару часов.
Bu durumda, yaşındaki Tacik göçmeninin Moskova'nın hemen dışındaki göçmen bürosundan çalışma izni için zorlu süreci tamamladıktan kısa süre sonra Nisan gününün erken saatlerinde ölümünün ülke çapındaki sosyal medya kullanıcıları tarafından yankılanma hikayesi şaşırtmadı. Учитывая этот контекст, не удивительно, что история - летнего таджикского мигранта, умершего рано утром апреля после завершения сложного процесса получения патента на работу в миграционном центре рядом с Москвой, нашла глубокий отклик у пользователей социальных медиа в стране
Eğer her yarım saatte bir temizlik yapabilseydim.. Если бы я хотел убираться каждые полчаса..
Kırgız "Dans Eden 'Kelin" Erken Evlilik ile Taşra Gelinlerinin Haşin Hayat Şartlarına Dikkat Çekmekte Киргизская "танцующая келинка" протестует против ранних браков, привлекая внимание к трудной жизни сельских невест
Her dört saatte bir çay kaşığı. По чайной ложке каждые четыре часа.
Tako salısı için biraz erken değil mi? А не рановато ли для тако по-вторникам?
Ne tür bir mal bu saatte kapıyı çalar ki? Какой долбоеб будет стучать в дверь в такое время?
Yani yarın biraz erken çıkabilirim diye umuyordum. Поэтому я завтра хотел бы уйти пораньше.
Bir saatte, her şey bitmişti. В течение часа всё было кончено.
Brick, İncil hakkında konuşmak için biraz erken. Брик, еще слишком рано говорить о библии.
Pakistan'da özel bir havaalanı. İslamabad ofisine göre, o saatte yalnızca tek bir uçak havalanmış. По данным из нашего офиса в Исламабаде, в тот час вылетал только один рейс.
Bu yüzden eve erken döndüm. Вот почему я вернулась раньше.
Dün gece geç saatte diye düşünüyorum. Примерное время смерти - прошлой ночью.
Onları ne kadar erken öğrenmeye başlarsan bu iş o kadar iyi çözülecek. И чем скорее вы начнёте это понимать, тем лучше всё получится.
Yarın gene bu saatte günlük kaydı yapmak için sisteme giriş yapacağım. О результатах сообщу завтра в ежедневном отчёте в это же время.
Belki trafik olur, erken çıksan iyi olur. Всё же лучше выехать пораньше - вдруг пробки.
Hayatının sonuna kadar o kavanoza her yarım saatte bir sıvı mı enjekte edeceksin? Ты собираешься вводить жидкость в эту банку каждые полчаса до конца своей жизни?
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.