Sentence examples of "etmesine izin vermeyin" in Turkish

<>
Görsel teması koruyun, hareket etmesine izin vermeyin! Сохраняйте визуальный контакт, не позволяйте им двигаться!
Düşmanın sizi saldırmadan önce fark etmesine izin vermeyin. До начала атаки не дайте врагу себя обнаружить.
Buranın seni kontrol etmesine izin vermeyip senini burayı etmen gerek. Ты должен контролировать это место, а не оно тебя.
Hemşirenin ayrılmasına izin vermeyin. Не дайте медсестре уйти.
Tarihin tekerrür etmesine izin vermeyeceğim! Я не позволю этому повториться!
Beni de götürmelerine izin vermeyin. Не дайте им забрать меня.
Kendisi hem dahi bir fizikçi Sovyetler Birliği'nde mahsur kalmış göç etmesine izin verilmeyen Yahudilerin sözcüsü. Он великолепный физик и красноречивый защитник тех еврейских отказников, которые удерживаются в Советском Союзе.
Lütfen benim kaybımın cesaretinizi kırmasına izin vermeyin. Пожалуйста, не переживайте из-за моего поражения.
Bu projenin devam etmesine izin veremem. Я не могу продолжить этот проект.
Öncelikli olarak hatırlamamız gereken iki önemli şey var, birincisi sakın kollarını size dolamasına izin vermeyin. Вот главное, что нужно запомнить. Во-первых, не давайте им обхватывать вас руками - раздавят...
Bir öğrencinin, bir başkasının hayatını tehdit etmesine izin veremem. Я не позволю, чтобы один ученик угрожал жизни другому.
Size dokunmasına izin vermeyin. Не позволяйте себя трогать.
Sen sevgilinin onun eski sevgilisiyle birlikte olacağı bir işi kabul etmesine izin verdin. Ты сказал своей девушке, что это нормально работать со своим красавчиком бывшим.
Dünyanın bunu değiştirmesine izin vermeyin. Не позвольте миру изменить это.
Babası bir ameliyat daha geçirmiş. Seyahat etmesine izin verilmiyormuş. Его отец перенёс очередную операцию и не может путешествовать.
Anlaşıldı. Lütfen küçük kardeşimin ölmesine izin vermeyin. Пожалуйста, не дайте моей сестре умереть!
Kendi duygularını ifade etmen ve başkalarının da ifade etmesine izin vermen için yeni bir yol bulmam gerekiyordu! Мне просто нужен был новый способ заставить тебя выражать твои чувства и позволить другим людям выражать свои.
Ama bunun olmasına izin vermeyin. Но постарайтесь этого не допустить.
Bana işkence etmesine izin verme. Не давайте ему пытать меня.
Ayrıca House'un onları korkutmasına izin vermeyin. И не дай Хаусу запугать их.
Examples of word usage in different contexts are provided solely for linguistic purposes, i.e. to study word usage in a sentence in one language and how they can be translated into another. All samples are automatically collected from a variety of publicly available open sources using bilingual search technologies.
If you find a spelling, punctuation or any other error in the original or translation, use the "Report a problem" option or write to us.

In this section, you can see how words and expressions are used in different contexts using examples of translations made by professionals. The Contexts section will help you learn English, German, Spanish and other languages. Here you can find examples with phrasal verbs and idioms in texts that vary in style and theme. Examples can be sorted by translations and topics.

Learn foreign languages, see the translation of millions of words and expressions, and use them in your e-mail communication.